Mesaj kutuma gelen KARA KAĞAN imzalı bir yazıyı ülküdaşlarımla paylaşmak isiyorum...
VİCDANI KARA İMANI PARA RECEP
Beni hatırladın mı Recep? Ben Mustafa
Ama Sen, Mustafaları biraz karıştırmışsın be Recep
Ben, İngiliz Muhipler Cemiyeti üyesi, Kurtuluş savaşı kahramanlarının
idamı için Dini fetva yayınlayan, Yunan Ordusuna halifenin ordusu diyen,
Tövbe Türklüğüme deyip Türklükten istifa eden Türk Düşmanı
Şeyhülislam Mason Mustafa Sabri değilim ki göz yaşı dökersin..
Ben, Kuran öğretsin diye kendisine emanet edilen sübyan çocuğa tecavüz
eden Çok muhterem! Hocan Mustafa İslamlaşamayanoğlu da değilim ki
Gözlerin sulanır aklın bulanır Recep.
Ben, Basında senin tetikçiliğini Yalakalığını yapan senin gibi O da, Pontus artığı
Türk Düşmanı bölücü Devşirme Mustafa Katranalioğlu da değilim ki
Öykünüp hindi gibi kabarıp ağlarsın.
Ben Anadolu bozkırının, Anası Türk, Babası Türk, Dili Türk ,Kanı Türk ,Canı Türk
Cananı Türk, Bozkurt Mustafa Pehlivanoğlu’yum be Recep
Uçmağa varan Ülkü Devi diğer Bozkurtlarla beraber Tanrı Dağı eteklerinde
Bir zamanlar mutlu ve mesut yaşayan Mustafa Pehlivanoğlu
Ama sen kendi iğrenç emellerin Türk’e sinsi tuzakların için benim adımı kullandın
Hayatımı karattın onurumu zedeledin sinemde onulmaz yaralar açtın be Recep
Bir Temmuz günü Yüzbaşı Yağmur Komutasında günlük eğitimlerimizi
yapmakta iken Oyundaşım Onbaşı Gökbörü ile kılıçlaşırken sanki Sol yanımdan
vurgun yedim Anlatılmaz tarif edilmez bir ağrı Sendeledim yere yığıldım.
Yüzbaşı Yağmur Onbaşı Mustafa neyin var evladım diye koşarak yanıma geldi
Sol yanım ağrıyor nefesim kesiliyor Komutanım dedim.
Yüzbaşı Yağmur emretti ;
Onbaşı Mustafa’yı Bilge Şaman Korkut Ata’ın Çadırına götürün.
Bilge Şaman Korkut Ata muayene etti ve sordu “Evladım Mustafa
acıların nasıl başladı”
Korkut Atam sanki sol yanımdan bir aslan pençesi yedim yüzlerce zehirli ok
ve kılıçlar ciğerlerime saplanıyor nefesim kesiliyor temmuzda buz kesiyorum
Bilge Şaman;” anladım evladım senin ki de o Zalim acılardan”
Başbuğ Mustafa Kemal’de yıllardır bu acılarla kıvranır durur.
Uzun zamandır Tanrı Dağlarından çiçek bitki toplayıp derman yapmağa
Çalışıyorum ama, henüz Başbuğ ******’ün bu acılarını tam dindirecek bir ilaç
yapamadım evladım.
Başbuğ Kemal’i öyle acılar içinde gördükçe kendimi eksik ve suçlu hissediyorum
Başbuğlar katında istifamda kabul edilmiyor.
Ne vakit ki Cumhuriyete Türklüğe bir saldırı olsa Yada ne zaman ki riyakar
Biri Kemali ağzına alsa
Yada cumhuriyeti emanet ettiği Kurtuluş savaşını yaptığı çok güvendiği ordunun,
bol apoletli generalleri Türk ve Cumhuriyet düşmanı Devşirmelerin önünde
diz çökmeyi Emre itaati demokratlık saysa,
Yada Amerika’nın Kara veya Beyaz Puşt Başkanlarının emirlerini Bir
Türk Başbuğu emri gibi kabul edip boyun eğseler,
Acılarını dindiremeyiz Başbuğ Mustafa Kemal’in Sol yanı acır nefesi kesilir
kemikleri sızlar da sızlar.
Her akşam televizyonlarda Devşirme Çakallar Liboşlar Dinci Amerikan uşaklarına
Mustafa kemal’e Küfür ettirildikçe Acı çeker şöyle söylenir Başbuğ Kemal
Ben Amerika’nın mı İngiliz’in mi ? Mandası altında yaşayalım diye kavga eden,
Özgürlük, Hürriyet nedir düşünmeyen, Padişaha, değersiz itilmiş Hakir görülmüş
kul olmaktan Başka bir şey bilmeyen
Kendisine yakıştırılan reva görülen en iyi sıfat
Alçak Türk, Geri zekalı Türk, Kaba Türk iken,
Ben, Emperyalistleri önünde diz çöktürdüğüm mensubu bulunmaktan iftihar
ettiğim Türk Milletine; Onur, Şan, Özgürlük Ve Türklük gibi eşi benzeri
bulunmayan Soylu bir kimlik vermekten başka ne yaptım ki?
Bana küfür ettiriyorlar
Türk Cumhuriyetini Gençler ve Dünyanın en onurlu Türk Ordusuna emanet
etmiştim
Ne de çabuk alçalıp onursuzlaşıp Amerika’ya Avrupa’ya uşaklıkta yarışmadalar
Dün olduğu gibi bugün de
Tekke ve Zaviyelerde Tarikat yuvalarında yine, Türk Düşmanı tohumluk tecavüzcü
boğa beslemekteler.
Onun için yaram dinmez Korkut Ata Yaram Dinmez
Ulaklar Dünyadan son haberleri getirince sol yanım niye ağrır nefesim niye kesilir
Anladım Be Recep
Acılarıma mı yanayım yoksa beraber aynı Ülküye can verdiğim arkadaşlarımın
Benden şüphelenip Bana soğuk soğuk bakıp acaba Mustafa da mı? çakal
Diye bana Bakan bakışlarına mı yanayım be Recep
Bir devşirme Çakalın ve onun azat kabul etmez uşaklarının ağlaması
Benim gibi bir Bozkurdu rezil etti be Recep
Mecliste ki ağlamalar Kağanlar Kurultayına ulaştı Beni acilen otağa çağırdılar .
Atıma atlayıp acılar içinde Başbuğlarım Oğuz Kağan, Han Erke, Bilge Kağan
Atilla, Kürşad ve Mustafa Kemal bulunduğu otağa varıp diz vurdum.
Onbaşı Bozkurt Mustafa emrinizdedir başbuğlarım dedim.
Çin sarayını 40 yiğit çerisiyle basan yeniden ırkının dirilişini sağlayan
Türkün korkusuz kahraman evladı ölümle dalga geçen bozkırın ele avuca sığmaz
Bozkurdu Atam Kürşad Gür sesiyle buyruk eyledi
Bu ne haldir Mustafa?
Onbaşı Mustafa Söyler misin?
Ne zamandan beri çakkallar Bozkurtlar için ağlar oldu?
Bu senin için her iki dünyada en büyük yüz karsıdır
Bu ne densizlik bu ne küstahlık bu ne aşağılanmadır Onbaşı Mustafa
Başbuğum Benim bir kabahatim bir suçum yoktur Hayatımın hiçbir döneminde
Çakal olmadım çakallara özenmedim Çakallarla bir arada bulunmadım
Hatta devşirme çakallarla aynı havayı bile teneffüs etmedim .
Eğer isterseniz Bize yeni katılan PKK’lı kalleşlerin şehit ettiği
Yüzbaşı Barış Yurtseven Komutanı dinleyebilirsiniz. O daha yeni geldi.
Türk Yurdunda neler oluyor o size anlatır Başbuğlarım.
Şehit Yüzbaşı Barış Başbuğlar otağına davet edilir
Şehit Yüzbaşıya; Türk Yurdunda neler oluyor Komutan anlat.
Başbuğlarım Türk’ün başında devşirme Recep denilen biri vardır Riyakardır
Dindar görünür Dini kullanır Millet cahildir Sürüleşmiştir, Türkçe dahi bilmeyen
Uyduruk sahte cahil seyyitlere Mürit olup Dindarlık maskesi altında Türk
düşmanlığı yapmaktadırlar.
Devşirme Georgyun Potamyalı Recep de Türk Milletinin bu
Zayıf biçare durumunu Allah’ı da arkasına alarak çok iyi kullanmaktadır.
Bugün ki geldikleri durumlarını 12 eylülcülere, Amerika’ya ve Madalya aldıkları
Yahudi Lobilerine borçlu olmalarına rağmen
12 Eylülcüleri yargılayacağız ayağına
Türkün Cumhuriyetine son darbeyi vurmak için Halk oylamasına gidilecektir.
Halk oylamasında oy çoğaltabilmek için 12 Eylülde zulme uğrayan bozkurtlar için
Armani’den ısmarlamalı sahte gözyaşı numaralarını, çakallaşan bozkurtlara
Sürüleşen Türklere yutturmaya çalışır başarırda
Bir misyoner gibi Yapmadığı yapamayacağı numara yoktur Türk Cumhuriyetini
Çökermek için.
Ordu elindedir polis elindedir
Basın yayın elindedir Din elindedir Diyanet elidedir Soyguncu tarikatler
cemaatler elindedir Kapitalizmin yerli işbirlikçisi Tüsiad Müsiad elindedir.
Her türlü hıyanet odakları elinde Amerika ve Avrupa arkasındadır.
Sürüleşmiş Türklerin yarısı onun kulu kölesidir
Daha da acısı Dünün Bozkurdu olduğunu söyleyenler Yusufcuklaşıp,
bugün bir bir çakallaşıp Devşirme çakalın attığı kemiği yalayıp Potamyalıya
kuyruk sallamaktadırlar.
Başbuğ Mustafa Kemal Konuşur;” Yaralarımı azdırdın komutan Barış“
Kanla gözyaşıyla yoklukla yoksullukla kurduğumuz Türk Cumhuriyetini ve
yüce Türklüğü savunacak koruyacak Hiç mi kimse kalmadı be komutan?
Oğlum Mustafa senin acını en iyi ben bilirim
Bu devşirme Çakal uzun zamandır benimde kemiklerimin sızlamasının
Baş sebebidir.
Git Bilge Şamana, bir hafta kal orda Bilge Şaman Tanrı dağlarından topladığı
çiçeklerden ilaç yapsın biraz rahatlarsın Ama kemiklerin sızısı geçmez
sızlarda sızlar Oğlum Mustafa
Ta ki bu sızıyı Sana çektiren çakalın kemikleri sızlatılıncaya ruhu karartılıp
Tamu’ya gönderilinceye Türklük Yeniden baş tacı övünülecek kutsal değer
Kabul edilinceye kadar.
Mustafa Mahcup bir şekilde uzaklaşır otağdan
Tanrıya Yakarma Tepesine varır ve Söylenir
Düne kadar sen beni tanımazdın şimdi tanıdığını zannediyorsun ama,
yinede tanımıyorsun be Recep
Ben ırkımın ölümsüz Başbuğlarının çerisi onbaşı Mustafa’yım
Sen beni nasıl tanırdın da mecliste ağladın hayatımı mahvettin Be Recep
Ben 16 sında Vatan, Namus, Bayrak ve Ülkü için nöbetteydim. Yokluk gördüm
yoksulluk gördüm
Kurşun yedim, karaların kızılların yeşillerin saldırısına uğradım aldırmadım
Acı duymadım
Mahkeme de savunanım yoktu yeterince savuma hakkı verilmedi aldırmadım
Mahkeme kararını henüz iki defa temyiz etme hakkım varken bana
Bir defa bile olsa temyiz hakkı bile Vermemişlerdi.
Ama gene de dert etmedim.
Daha 22 sinde Kenan Evren denilen Amerikalıların, bizim oğlan dediği Eyaletçi
Alçak bir Emperyalist uşağı general boynuma yağlı urgan geçirdiğinde bile,
Bunca acı bunca keder duymadım be Recep
Ta ki sen benim için numaradan göz yaşı dökene kadar
Benim Dünyamı zalimler elimden almıştı ama öte tarafta
Mutlu bir hayatım atalarımın katında itibarım vardı
Ben Dünyadayken duyardım şehitlerin kemikleri sızlar diye
Şimdi anladım ki Şehitler Tanrı katında diridirler ya onun için ben
hissediyorum kemikler nasıl sızlarmış Be Zalim Recep
Sen benim mektubu okuyup Armani Spreyi ile ağlayınca kemiklerim sızladı
Öyle bir acıydı ki tarifi yok tamiri yok sonu gelmez bu acının.
Başka ağlayacak çakal bulamadın mı Recep? çakallaşmış o kadar çok bozkurt
vardı ki Onlardan birini bulaydın
Benim gibi bir çakal düşmanı Bozkurda niye ağladın be Georgyun Recep
Ben Balgat’da sokak sokak cadde cadde alan savunması için, gece gündüz
silahla nöbet tutarken,
Sen gündüzleri topunla geceleri yumurtalarınla oynardın
Ben Vatanım, Ulusum, Ülküm için asılmaya gidecek kadar mert iken sen,
bir mazlumun Mektubunu dahi dürüstçe okumayacak kadar sahtekar iki yüzlü
riyakar ve namertsin Recep
Ben canlarıma cananıma mektup yazdım sen o mektubun bir kısmını okudun
Asıl okunması gereken kısmı okumadın
Ve ben o mektupta ne demiştim Recep
“Mustafa’lar ölür Allah davası ölmez Milliyetçilik yaşar
kellemi verdiğim yolun zaferi yakındır”.
Ama sen bir ibni Sebelik daha yapıp bu kısmı okumadın çünkü,
bu kısım senin sinsi, çakalca planlarını, uşaklık kültürünü zedelerdi altüst ederdi
Bir şehidin mektubundan bile faydalanmadan edemedin,
Ne kadarda vicdanın kara ruhun katranmış be recep
Ne Mutlu Türküm diyene demeyen, diyemeyen, diyenlerden nefret eden,
Türkün ve Türk Cumhuriyetinin Düşmanı Mezar kazıcısı Recep.
Türk Adını Duyunca Tüyleri dikelen bozuk cevheri aslisi buz kesen
Potamyalı Recep Benim sloganım neydi bilir misin ?
“Ne Amerika ne Rusya Ne Çin
Her şey Türk’e göre Türk Tarafından Türk için”
Bu sloganı söyleyecek Kanın da Türklük Her Türlü Emperyalizme Direniş gösterecek
Yürek Var mıydı sende ? Ölü soyucu Recep
Ben , Azerbaycan’dan Türk Zeynep Hanlarova’dan;
“Çırpınırdı karedeniz bakıp Türk’ün bayrağına” şarkısını dinler ağlardım
Sen, Mısırlı Ümmü Gülsüm’den Ya lelli ve Abdusamedden Ya Habibi yada
Potamyadan Batumdan soydaşlarından ezgiler dinler ağlardın.
Ben Bozkurtlar’ı okur Ötükende Çin Sarayında Yamtar veya Vey nehri kıyısında
Yağmur olurdum
Sen, Minyeli Abdullahı okuyup Mısırda Abuziddin Filistin’de Abbas olurdun
Ben , Esir Türk İlleri için ağlar onlar için uykusuz çaresiz geceler yaşardım
Sen bodrumlarda kırlarda kimselerin duymadığı yerlerde Yaşsın Filistin deyip
Parsanı toplardın
Ben, Ötüken de Türkün adını yücelten Tarihe kazdıran Bilge Kaan olurken
Sen Buhara’da Cürcanda Masum Türk evlatlarını elleri bağlı koyun gibi doğrayan
Türk Soykırımcı Yezit Bin Muhelleb, halife Süleyman ve Zalim Haccac Olurdun
Ben, Kurtuluş savaşında Kimsesizlerin Kimi Mustafa Kemalin Askeri Albay Reşat,
Conk Bayırında Yüzbaşı Mehmet olurken
Sense Üstadının, Türkoğlu’na din mazlumu diye yutturduğu
“Bir Türkü öldürmek 70 kafiri öldürmekten daha iyidir” diyen İngiliz Ajanı
Şeyh Said
Şeriat getiriyorum diye Kubilay’ı boğazın dan bağ testeresiyle kesen
Yunan devşirmesi Derviş Mehmed ve Yunanistana Tüyen Hüsnüyadis
Karakollar basıp Türk askerlerini şehit eden kendi sömürü düzeni bozulmasın diye
Bu Milletin aşından ekmeğinden kesilen parayla yapılan köprüleri havaya uçuran
Bağımsızlık için Fransa’nın emir buyuracağı her türlü uşaklığa razı Seyit Rıza olup
hainlere methiye dizerdin
Ben “Ne Amerika ne Rusya ne Çin
Her şer Türk’e göre Türk tarafından Türk için”diye Türk’çe Bozkurt işaretiyle
Caddelerde mertçe yiğitçe, Karalara, kızıllara, Yeşillere karşı yürürken
Sen;
Amerikan ve İngiliz güdümlüsü en sinsi en baron en burjuva Kürtçü,
İlk Kürtçe sözlüğü yazan Abdurrahim Zapsu’nun yalakası ve parasının
Uşaklığını yapan ,
Şeriatçılık görüntüsü altında Kürtçülük, Mustafa Kemal ve Cumhuriyet
Düşmanlığı yapan Türkçe’ye hakaret eden, Küresel Eşkıya Amerika’ya övgüler
Yağdıran, Araplaşmayı bir meziyet görüp Türk gençlerinin, beynini zehirleyen
kara dul gibi ağ ören Üstadının,
Emperyalistler tarafından takılmış kanatları altında kimseler duymasın
diye bodrum katlarda
Tek yol İslam, mücahit diye bağırır, Arap Gılmanlığı ve Kürtçülük yalakalığı
yapardın.
Sen 6. Filo komutanından özür dileyip dinci dindar görüntüsü altında
Tarihte esemesi okunmayan bir ırka mensup olmanın verdiği aşağılık
kompleksiyle Türk cumhuriyetini çökertme planları hazırlarken
Ben Mustafa Pehlivanoğlu Ülkü devi yoldaşlarımla şöyle yemin ederdim:
Allaha Vatana millete Bayrağa Kurana ve silaha yemin olsun
Şehitlerim gazilerim emin olsun
Ülkücü Türk gençliği olarak, Komünizme, Kapitalizme, Faşizme
ve her türlü Emperyalizme karşı mücadelemiz sürecektir.
Kavgamız,
Son nefer son nefes son damla kana kadardır
Kavgamız Milliyetçi Türkiye Turana kadardır.
Söyle Recep sen böyle bir yemin edebilir misin her türlü emperyalizme karşı
Son nefer Son nefes kalsan bile Milliyetçi Türkiye Kuruluncaya ve Turan rüyası
Gerçekleşinceye kadar savaşabilir misin Recep
Seni çok aşar değil mi Recep?
Sen böyle bir yemin etsen epilepsilerin kudurur ağzından köpükler gelir
Damarlarından akan Türk’e düşman Georgyun kanın çekilir Irkına ihanet
ettiğini düşünür akrep gibi kendini sokardın değil mi Recep
Soyuma Sopuma İnancıma Ülküme Kanıma Canıma Kaf Dağından Uzak olan
Şeytanı bile hinliği ile kıskandıran Devşirme Recep
Bana niye ağladın da başbuğlarımın otağında başım eğdirdin,
Kemiklerime sızı bıraktın.
Ve sana son sözüm,
Vicdanı kara İmanı Para Recep
Kanı haramla besli Beyni Sara Recep
Tanrı Dağında utandırdın yaktın beni
Dileğim, Seninde Canın Cananın Nara Recep
Kara KAGAN
Anasayfa 
Latest images 
Arama 
Kayıt Ol 
Giriş yap 
KAĞAN
Konu: VİCDANI KARA İMANI PARA RECEP 
Paz Ağus. 08, 2010 10:58 pm
