BOZKURTLAR OTAĞI
BOZKURTLARIN OTAĞINA HOŞGELDİNİZ.

ÜYE ADI OLARAK TÜRKÇE İSİMLER KULLANINIZ.
AKSİ DURUMDA ÜYELİĞİNİZ KABUL EDİLMEYECEKTİR.

ÜYELİĞİNİZİN HEMEN AKTİF OLMASI İÇİN MAİL ADRESİNİZE GELEN ÜYELİK AKTİVASYON LİNKİNE TIKLAYINIZ.

BOZKURTLAR OTAĞI
BOZKURTLARIN OTAĞINA HOŞGELDİNİZ.

ÜYE ADI OLARAK TÜRKÇE İSİMLER KULLANINIZ.
AKSİ DURUMDA ÜYELİĞİNİZ KABUL EDİLMEYECEKTİR.

ÜYELİĞİNİZİN HEMEN AKTİF OLMASI İÇİN MAİL ADRESİNİZE GELEN ÜYELİK AKTİVASYON LİNKİNE TIKLAYINIZ.

BOZKURTLAR OTAĞI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


ÜLKÜCÜ HAREKET ENGELLENEMEZ
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Sayfayı FaceBook'ta Paylaş

 

 Asenalar'a

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
alpurungu26
KAĞAN
KAĞAN
alpurungu26



Asenalar'a Empty
MesajKonu: Asenalar'a   Asenalar'a Icon_minitimeSalı Ocak 26, 2010 10:30 pm


Siz, Türk Milleti'nin sahip olduğu millî, manevî değerlerin gelecek kuşaklara taşıyıcısı ve öğreticisi; her türlü yabancının taarruzuna karşı bu değerlerin en hassas ve sağlam direnç noktalarısınız... Bunlar öyle direnç noktalarıdır ki, aşıldığında, kırıldığında ya da bozulduğunda Türk'e dair ne varsa kaybedilmiş yahut silinmiş olacaktır...
İçinde bulunduğumuz şartları zaman ve mekân da gözeterek inceleyecek olursak, neden böyle bir iddiada bulunduğumuz anlaşılacaktır. Küreselleşen dünya değerleri giderek büyüyüp karmaşıklaşmakta; güçlenip üzerimize doğru gelmekte, bizlere faydası tartışılır yeni değerler dayatmaktadır. Bu değerleri kabul etmeyenleri ise açık veya örtülü bir biçimde eritmek, yok etmek istemektedir.
Çağın silahları olan bilgi ve teknolojinin yanı sıra ekonomik, siyasî, askerî güç dengeleri ile birlikte Türkiye'nin konumu da düşünüldüğünde, maalesef doğup büyüdüğümüz, bizim için kutsal olan bu toprakların ehil olamayan ve millî hassasiyetlerden uzak kişilerce yönetildiğini görmekte ve rahatsızlık duymaktayız. Gaflet içinde olan yöneticilere, ülkemizin aydın (!) kadrolarının da zaman zaman katıldığına şahit olmaktayız.
Giderek büyüyen iç ve dış borçlarımız; ardı arkası kesilmez, faydası şüpheli ekonomik programlar Türkiye'yi ekonomik ve siyasî olarak giderek bağımlı hale getirmektedir. Dış politikada verilen tavizler sonucu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin itibarı zedelenmiş, zarar görmüş bulunmaktadır. Birtakım oyunlarla Türk Milliyetçiliği milletimize gericilik olarak gösterilmeye, milletimizin bize ve kendine olan güveni sarsılmaya çalışılmakta ve millî meselelerimiz, milletimize bir külfet olarak gösterilmektedir.
İleride tek tek sayıp üzerinde düşünmeyi, tartışmayı arzu ettiğimiz pek çok problemimiz bulunmaktadır. Başta -ne yazık ki- millî (!) eğitimi olmak üzere adalet ve sağlık sistemlerinde ciddi sıkıntıları olan bir ülkede yaşayan gençler olarak sorumluluk yüklenmek durumundayız. Her dakika, her saniye millî kültürümüz kitle iletişim araçları vasıtası ile daha da tahrip edilmektedir. Reklâm ve pazarlama araçlarını ellerinde bulunduranların da kimlere hizmet ettikleri aşikârdır.
Peki, bu durumda biz ne yapacağız?
Giderek yaygınlaşan bireyselciliğin, hâlâ “ben” değil “biz” diyebilen Ülkücüler açısından değerlendirilmesi ve her Ülkücü bireyin “Ben; davam, ülkem ve milletim adına ne yapabilirim?” sorusunu kendisine sorması hayatî bir önem arz etmektedir. Nihaî hedefleri Allah rızasını kazanmak olan Ülkücüler, bu soruyu kendi çıkarlarından öte Türk Milleti’nin refahı, Türk Devleti’nin bekası ve Turan Ülküsü için cevaplandırmak durumundadırlar.
Gelecekte sosyal, ekonomik, siyasî rollerimiz gereği üstleneceğimiz sorumluluklara, şimdiden her alanda hazırlanmalıyız. Entelektüel birikimden, yeteneklerimizin geliştirilmesine kadar pek çok konuda disiplinli ve programlı çalışmak zorundayız.
Her görevden önemli, her sorumluluktan daha kutsal olan annelik görevini gelecekte taşıyacak olan Türk Kızları asla gaflete düşmemeli, gördüğü, duyduğu, yaşadığı her şeyi Ülkücü bakış açısı ile yorumlayabilmelidir. Milli birliğimizin tehlikede olduğu bu son günlerde bizim bütün sözlerimiz kardeşlik üzerine; bütün davranışlarımız, evde, sokakta, okulda ve ülkede birlikten ve bütünlükten yana olacaktır.
Ülkü Ocakları, bahsettiğimiz hassasiyetleri ve hasletleri taşıyan; yüreğinde Vatan ve Bayrak sevgisi olan her Türk Kızı'na açıktır.
Allah yâr ve yardımcımız olsun...
Gökçe Nur ŞAFAK
Ülkü Ocakları Eğitim
Kültür Vakfı Genel Merkezi
Bayanlar Masası Eski Başkanı

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
alpurungu26
KAĞAN
KAĞAN
alpurungu26



Asenalar'a Empty
MesajKonu: Geri: Asenalar'a   Asenalar'a Icon_minitimeSalı Ocak 26, 2010 10:32 pm


Bugün ülkemizin içinde bulunduğu ağır siyasî şartları iyi tespit etmek durumundayız. Dostumuzu düşmanımızı, küreselleşme buhranına kapılmış mücadeleler dünyasında ayırt etmemiz oldukça güç hale gelmiş bulunmaktadır.
AKP iktidarının tavizkâr ve acemi siyaseti sonucu, bugün bu iktidarın müttefikimiz dediği güçlerin kim olduğunu, ne yapmak istediğini, zamanında ve doğru olarak tespit etmek zorundayız.
Dün Irak'a silahla girerek yaptıkları şeyi; bugün Türkiye'ye sessiz ve diplomatik bir taarruz ile yapmak istemektedirler.
Özellikle, 1990’lı yıllardan bugüne Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinin gündemine bakacak olursak; Güneydoğu Anadolu, Ege, Kıbrıs, Ermeni tasarıları, Fener Rum Patrikhanesi gibi dayatmalar açıkça görülmektedir. Bu dayatmaların Türkiye'yi Sevr'e döndürme çabaları olduğu da, ortadadır.
Öte yandan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi verdiği kararlar ile terörist başının kurtulması için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. AİHM ve ülkemizde ihaneti siyaset haline getirenler bu çirkin oyununun amaçlarını, 30 bin şehidin kanını hiçe sayarak, kemiklerini çiğneyerek, geride kalanların yüreklerini dağlayarak gerçekleştirmeye çalışmaktadır.
Bu hain amaçların başında terörist başının infazını erteleyerek zaman kazanmak; bu kazanılan zamanda ise bu caniyi kullanarak Türkiye'ye her türlü baskıyı uygulamak gelmektedir. AB maskesi altında Türk Milleti’nin en hassas olduğu meselelerde taviz vermemiz istenmektedir. Tüm bu hadiseler Türkiye'yi esaret altına alma çabalarının en büyük göstergeleridir. Ancak Yüce Türk Milleti'nin sahip olduğu yüksek medeniyeti göz ardı edenler çok büyük bir yanılgı içindedirler. Elbette bu durumun ülkemiz içinden iktidar sahiplerince desteklenmesi de iktidarın daha vahim ve daha büyük bir yanılgısıdır.
Ancak Türkiye'deki bu üzücü tablo Türk Milleti’ni umutsuzluğa sürüklememelidir. Çünkü Ülkücüler hiç zaman kaybetmeden sorumluluklarının bilincinde yola çıkmış, hedefe doğru, yürümektedirler.
Allah rızasını kazanmaktan başka gayesi olmayan, Ülkücü ideolojiyi yaşam felsefesi haline getirebilmiş, imanlı, ahlâklı, savunduğu görüşe vakıf, zalime karşı durabilmek cesaretine sahip, kula değil yalnız Allah'a kulluk eden samimi Türk Kızları’na çağrımız var. Değişen dünya şartlarında Türkiye'nin ve Türk Dünyası'nın yeniden medeniyetin beşiği olması için, her konuda donanımlı, vasıflı, kendi alanında aranan insan olmayı hedef edinmek her Türk Kızı'nın yegâne görevi, ülküsü olmalıdır.
Her Ülkücü bayan, önce kendi alanına sonra Türkiye ve dünya gündemine vakıf olmalıdır.
Geleceğin Müslüman-Türk anaları her türlü karşıt sistemle mücadele edebilmek adına bilgiye hükmetmek zorunluluğunu ve sorumluluğunu hissetmelidir.
Ülkücüler olarak bizler, avucumuzda güneşi tutmaktayız. Bu güneş elimizi yaksa dahi TÜRKİSTAN COĞRAFYASI’nı aydınlatmak için her çileye talibiz.
Yarınlar Asenalar ile şekillenecektir.
Gökçe Nur Şafak
Ülkü Ocakları Eğitim
Kültür Vakfı Genel Merkezi
Bayanlar Masası Eski Başkanı

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
alpurungu26
KAĞAN
KAĞAN
alpurungu26



Asenalar'a Empty
MesajKonu: Ülkücü Türk Kızlarına   Asenalar'a Icon_minitimeSalı Ocak 26, 2010 10:35 pm

Yüce Allah’ın (c.c.) izni ve adıyla hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum. Uzun çalışmalar sonucunda Ülkü Ocaklı bayanlar olarak hak ettiğimiz noktaya ulaşmak adına önemli adımlar attık ve sonuçlarını almaya başladık. Bu sonuçlar hepimizin üstün çaba ve gayretleriyle elde edilmiş ve küçümsenemeyecek bir nitelik kazanmıştır.
Dünya nimeti değil, ahiret saadeti için yürüttüğümüz Yüce Allah’ın bizlere nasip etmiş olduğu bu kutlu görevleri layığıyla yerine getirmemizin mükâfatsız kalmayacağı inancındayım. Bu inancı sizlerin de yüreklerinizde taşıdığınızdan ve sorumluluklarınız ne gerektiriyorsa ona itirazsız riayet edeceğinizden eminim. Bizler Yüce Allah’ın dünyaya misafir olarak yolladığı ahiret yolcularıyız. Ahiretteki saadetimizin dünyadaki sabır ve seciyemize bağlı olduğunun bilincinde olan gönlü açık kullarız. Dualarımız hep kendimiz, ailemiz, milletimiz, devletimiz ve inananlar içindir. Bu kutlu dava da inançlarımızın ve dualarımızın yaşadığı en büyük cihan davasıdır. Bugün dualarımızın ve davamızın kıymetini bilirsek, yarın geleceğimize umutla bakabiliriz.
İnsanlık tarihinde, bünyesinde en mükemmel karakteri barındıran Türk Kızı bugün de hak ettiği karakterde insanlığın en şerefli efsanelerine konu olmaya layıklığını göstermelidir. Bunun için Türk Kızı olmanın bilincini yüreğinde en şiddetli şekilde hisseden biz Asenalar yeniden dönüşün öncüleri olmak mecburiyetindeyiz. Doğru kararlar, doğru tavırlar ve isabetli adımların sıklığı ve devamlılığı bizi başarıya hızla yaklaştıracaktır. Biz birileriyle yarış halinde değil, tek başımıza zor ama zorunlu bir hedefe tüm insanlık adına koşma sorumluluğundayız. Yaşayacağımız mutluluğun zafer mutluluğu değil, sefer mutluluğu olacağının da farkında olmalı, yaptığımız her hizmetin bizi seferle biraz daha iç içe bırakmasını da tüm yüreğimizle kucaklamalıyız.
21. yüzyılın efsanesini yazmaya hiçbir engel tanımadan, yüzyılın en şanlı diriliş efsanesini öncülüğümüzde yazdırmak aslî görevimizdir. İman ve kararlılığımızı sürdürdüğümüz sürece de insanlığı birçok derslerle karşı karşıya bırakacağımızı gönül rahatlığıyla iddia edebiliriz. Yüce Allah’ın biz Türk Kızları’na vermiş olduğu üstün meziyet ve hamiyeti kullanarak gerçek kimliğimize tekrar bürünmeli, yiğit bozkurt ve namuslu Türk Kızı anaları olmaya devam etmeliyiz. Yüzyıllar bizden umutla yeni Türk nesilleri beklemektedir. Şuuru ve bilinci yerinde yüksek ahlaklı, terbiyeli ve görgülü, vatanına, milletine bağlı sağlıklı yiğit nesiller bizlerin yapacağı kıymete değer çalışmalarla yetişecektir. Bu çalışmaların ilk ve en önemlisi eğitimdir. Ömrünü öğretime adayacak bir anne, eğitimi de sürekli kılmalıdır. Büyük adamlar büyük kadınların eserleridir. Tüm bunların şuurunu taşıyan bir gençlik yetiştirmeyi amaçlayan Ülkü Ocakları, bugün çoğu aile ocağında verilmesi gereken, fakat geç kalınmış ya da bunların gerekliliğinin şuuruna erişilememiş ön eğitime; kültürü, adetleri, dinî bilgileri, karşılıklı sorumlulukların önemini, ahlâkı, şahsiyeti, adaleti aşılamayı görev bellemek durumuyla karşı karşıyadır.
Bugüne kadar üzerine almış olduğu her sorumluluğu - vazifeyi başarıyla yerine getiren Ülkü Ocakları, bugün de yüklenmiş olduğu misyonun zorluklarına katlanmaya hazır, görevinin başında ve şuurundadır. Bizler, almış olduğumuz ciddi görevlerin farkında olmak ve karşımızdaki insanlara önemini vurgulamak zorundayız. Bu sayede milletimize ve insanlığa karşı gerçek görevlerimizi yerine getirmiş olacağız. Biz Türk Kızları attığımız her adımın bilincinde geleceğin öğretmenleri olarak başta kendi eğitimimizle, ilerleyen zamanlarda ise Türk nesillerinin eğitimi ile yükümlüyüz. Tüm bunların bilincini yüreğinde taşıyan siz değerli Asenalar ahirette Yüce Allah’ın en güzel mükâfatlarıyla şereflendirileceksiniz. Vatan uğruna çalışmak, vatan uğruna ölmek ve insanlık için en ufak fedakârlıktan kaçınmamak en büyük iman, en büyük ülkümüzdür. Sinemalarda, diskoteklerde tepinerek, ıslık çalan bir gençliğin yarın millî bir davada vatan diye haykıracağına inanmak çok güçtür. Biz bu insanları yetiştirmek için kendimizi Türk-İslam medeniyetiyle yoğuruyor, bu kutlu yol uğruna teşkilatlanıyoruz. İnançta birlik, hedefte birlik, kararda birlik; metot, cesaret ve harekette birlik sağlamak için mücadele veriyoruz. Mücadelemiz dünyanın neresinde bir Türk varsa bizim tabiî hudutlarımız ve dünyanın neresinde bir Türk varsa bizim birlikteliğimiz, teşkilatlanmamız, asaletimiz oradan başlar şuuruyla yoğrulmuştur. Biz bir Türk milliyetçisini, kendisinden başkasının mağlup edemeyeceğine inanıyoruz. Ama düşmanlarımız teşkilatlıdır, teşkilatlı oldukları kadar işbirliği halindedir de. Onlara karşı uyanık ve bilinçli olmak mecburiyetindeyiz.
Yüzyıllar yüzünü Ülkü Ocakları’na döndürmüş ve üzerine yüklenen tarihî görevini gerçekleştirmesini beklemektedir. Bilinçli tüm Türk Kızları’nın artık özlerine dönüş yollarında Ülkü Ocakları’nın yolunu adımlamaları gerekmektedir. Ülkü Ocakları’nın bünyesinde çalışan Bayan Teşkilatları’nın Teşkilat İçi Eğitim Seminerleri’ne Asenalar Kurultaylarına, konferans, panel ve seminerlerine katılıp, bu işin özünü tam öğrenip neyi ne için yaptıklarının bilinç ve şuuruna erişmeleri gerekmektedir. Duruşları Türk Kızı’na yakışır, edepleri Müslümanlığın en güzel temsili haline gelmelidir, Herkesten çok okuyan, herkesten çok yazan, herkesten çok gezen ve gören bizler olmalıyız.
Bu duygu ve düşüncelerle yaşanmış ve çok güzel örnek olan bir olayı sizlerle ve bilmeyenlerle paylaşmak istiyorum. Tanrı Türk’ü korusun, Asenalar yüceltecek.
“Bölük Yüzbaşısı ellerinde kına gördüğü Mehmetçiğin annesine bir mektup yazdı. ‘Anacığım, bizim bölükte askerlik yapan oğlunun ellerine niçin kına çaldın, açıklarsan bahtiyar olurum.’ Mektubu alan ana şu cevabı verdi: Komutanım bizim memlekette üç şey için kına çalarlar:
1.Bizim memlekette kurbanlık koyuna kına çalarlar, Allah’a kurban olsun diye.
2.Bizim memlekette geline, kıza kına çalarlar, kocasına kurban olsun diye.
3.Bizim memlekette askere giden Mehmetçiğin eline kına çalarlar, vatana kurban olsun diye.”

Biz bu imanla yetişiyoruz…

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
alpurungu26
KAĞAN
KAĞAN
alpurungu26



Asenalar'a Empty
MesajKonu: Selam Sana Türk Kızı   Asenalar'a Icon_minitimeSalı Ocak 26, 2010 10:36 pm


Selam getirdik Türk Kızı sana!
Kafkasya’dan bir şehidin kızından,
Kerkük’te vatanı uğruna fâni bedenini hiç düşünmeksizin ateşe veren Zehra’dan,
Sibirya’ya sürgüne giden tren katarlarından,
Yemen’in gülü diye yerine çemen gönderen şehitten,
Sarıkamış’ta Mehmetçik’in buz tutan yüreğinden,
Çanakkale’nin barut kokan siperinden; Doğu Türkistanlı Uygur kardeşlerinden; sevdiklerini ve gencecik ömürlerini, bir an için gözlerini kırpmadan vatan için geride bırakan Alperenlerden ve Bedir Savaşı’nda şehit düşen Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) ashabından sana selam olsun!...
Sen ki can verdin Türk nesline!
Kan verdin al bayrağa!
Şan verdin tarihe!
Zifiri karanlıkta gözyaşların güneş oldu, aydınlattı yolumuzu.
En sevdiklerini kanlı şafaklara sarıp uğurladın uçmağa…
Doyamadın belki; ama çelik yüreğinde metanetle erittin sızını…

Adın TÜRK, adın MÜSLÜMAN
Sana yakışanı hiç düşündün mü? Binlerce yıllık tarihin gözlemekte seni!
Şehitlerin gözlerini dikmiş Arş-ı Ala’dan sana bakmakta!
Tuna sen yine abdest alırsın suyundan diye, halen akmakta!!!
Sen niçin yaşıyorsun, hiç düşündün mü?
Millî ve dinî hassasiyetlerimize kasıtlı ve devamlı yapılan saldırılar karşısında sana düşen sorumlulukları hiç düşündün mü?
Bu binlerce yıllık ak alınlı tarihin, bu nurlu tarihin bugünkü matemli torunları, bu vatan, TÜRK VATANI senden neler bekler hiç düşündün mü?
Önünde açık iki yol var: Biri şanınla, onurunla ve ebediyete dek sürecek olan bağımsızlığınla bu tarihe devam etmek; diğeri gözlerinle beraber bu tarihi de kapayıp dünya üzerinden silinmektir… Bu onurlu ve şanlı tarihe devam etmek isteyenler bizimle gelsin.
Esaret senin tükendiğin yerde filizlenir Türk Kızı, hürriyetin senin doğduğun yerde filizlendiği gibi…
Sen Müslüman-Türk Kızı! Nice imanlı Alperenleri, Asenaları yetiştiren Peygamber Ocağı’na, Şehitler Ocağı’na, ÜLKÜ OCAĞI’na gel!
Gel! Ecdadının yüzü gülsün…
Gel! Evlatların gün yüzü görsün…
Gel! Şehitlerin hakkını helal etsin…
Gel! Yol gösteren ASENA olasın…
GEL Kİ ÜMİDİM OLASIN, ÜMİDİ YAŞATASIN…
UNUTMA!
YARINLAR ASENALAR İLE ŞEKİLLENECEK!...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
alpurungu26
KAĞAN
KAĞAN
alpurungu26



Asenalar'a Empty
MesajKonu: Bismillahirrahmanirrahim   Asenalar'a Icon_minitimeSalı Ocak 26, 2010 10:39 pm


Saygı değer Misafirler, Asenalar ve Bozkurtlar;
Beş bin yıllık geçmişi olan Türk tarihinde devlet, Türk’ün mevcudiyet nedenidir. Devlet milletin ruhudur. Devlet milletin şuurudur. Millet iradesi devlette tezahür eder. Devlet olmayınca, milletin cesetten hiçbir farkı olamaz.
Birçok millet, tarihte devletsiz olarak varlığını sürdürebilmiştir. Yahudiler 2000 yıl, Ermeniler 1000 yıl, Yunanlılar 400 yıl başka milletlerin esareti altında yaşadılar. Türk Milletinin ise tarihte devletsiz kaldığı tek dönem 1.Göktürk ve 2.Göktürk devletleri arasında 40 küsur yıldır. Bu esarette Kürşad’ın 40 çerisi ile Çin sarayını basması ile sona ermiştir. Türk hiçbir zaman devletsiz kalmamıştır. Devletin ne demek olduğunu en iyi Türk bilir. Diğer milletler asırlarca devletsiz kalsalar bile hamileri sayesinde varlıklarını sürdürmüşlerdir. Devletsiz kalmayı en iyi, minare boyu 20cmyi geçtiği için camileri yıkılan Yunanistan’daki Türk’ler bilir. Tren katarlarında yok edilen Tatar’lar, Sibir, Başkurt, Ahıska Türkleri bilir. Ezanın yasaklandığı Doğu Türkistan’daki Uygur Türkleri, Türkçe konuştuğu için işe alınmayan Irak Türkleri, Bulgarca isimleri kabul etmedikleri için öldürülen veya sürülern Bulgaristan Türkleri, Türkçe eserler yazdığı için idam edilen İran Türkleri bilir. Medeni Avrupa’nın ortasında sırf Müslüman olduğu için canına, ırzına kastedilen Evlad-ı Fatihan bilir.
Türk’ün varlığı bedeni değil, Kuran’ı, ezanı, bayrağı, vatanı, namusu, kısacası bunların toplamı olan devlettir.
Dün Çanakkale’de, Galiçya’da, Yemen’de, Kafkaslar’da, Doğu’da açılan birçok cepheye, Türk’ün varlığına saldıranlar, Türk’ün iman dolu göğsü gibi çelikten olan serhaddiyle karşılamışlardır.
Bugün onlardan daha çok Türk’ün düşmanı olan iktidar sahipleri, onların Kurtuluş Savaşı’nda yapamadıklarını, çıkardıkları yasaklarla yapmaya çalışmaktadırlar.
Bugün AB, ruhban okulunun açılmasını, sözde ermeni soykırımının tanınmasını, Aleviliğin ayrı bir din olarak kabul edilmesini, Güney Doğu’da bulunan Mehmetçiklerimizi çekmemizi resmi olarak istemişlerdir.
AB’nin ağzına esir olan, kıblesi Brüksel olan iktidar sahipleri, bunların hepsine boyun eğmektedirler.
Lozan’da sandalyesinin boyu diğer devletlerin sandalyelerinden kısa olduğu için görüşmeyi bırakan Türk Devleti’nin bugün başında olanlar acz içinde kıvranmaktadırlar. “Ermeni Soykırımı yok” diyeni hapse atacak olan Fransa’ya karşı bir nota dahi vermeyen Dış İşleri Bakanı: “Ne yani ermeni soykırımı yok desem, beni demi içeri atacaksınız” diyerek acziyetin zirvesine çıkmıştır.
“İktidara gelmek için papaz elbisesi dahi giyerim” diyen Başbakan, ruhban okulu, ermeni soykırımının kabulü, terörle mücadelenin durdurulması, yabancılara toprak satılması gibi dinamitleri Türk Devleti’nin temellerine yerleştirmeye başlamıştır.
Türk Cumhuriyetinin Belediye Başkanı’na bir devlet başkanına hitap eder gibi: “gelin masaya oturalım” diyerek var olmamış ve var olmayacak bir piyon devletin kurulması için ne kadar hevesli olduğunu göstermiştir.
Uyuyan Bakanlarını sürekli olarak göstererek Türk Milletini uyutmaya çalışanlar, Kürşadların, Metelerin, Atillaların, Alparslanların, Fatihlerin, Nene Hatunların, Mustafa Kemallerin bugünkü temsilcileri olan Ülkücülerin Türk Devleti’nin bekası için binlerce yıldır kapanmayan kurt bakışıyla karşılaşacaktır.
Düşman vatanının bağrına hançerini dayadığında devletin kara bahtını kurtarmak için baltasıyla, bıçağıyla düşmana saldıran, tek varlıkları olan canlarını devletleri için veren Nene Hatunların, Nezahat Onbaşıların, Kara Fatmalar’ın bugünkü temsilcileri değerli Asenalar!

Günümüzde ilköğretimlerin, liselerin, üniversitelerin yarısını Türk Kızları oluşturmaktadır. Bu, özel sektörde ve devlette görev alanların yarısının bizlerden oluşması demektir. Bu durum Türk Kızı’na geçmişte olduğundan daha fazla görev düştüğünü, sorumluluk ve misyon yüklendiğini göstermektedir.
Geçmişte Türk Kızı’na baltayla, tırnağıyla savaşması görevini yükleyen tarih, bugün ilmiyle, ahlâkıyla savaşma misyonunu yüklemiştir. Türk Kızı 2023’ün Lider Türkiyesi’nin temellerini Ülkü Ocakları’nın çatısı altında atmaya başlamıştır. Konuşmamı Başbuğ’umuzun bir sözü ile bitirmek istiyorum;
“Sizlere kolay bir başarı vaat etmiyorum. Kısa zamanda iktidar umanlar, bizimle yola çıkmasınlar. Yolumuz uzun ve çetindir. Bu yolda karşımıza menfaat teklifleri, tehditler ve bir yığın engel çıkacaktır. Bu çetin yolda dayanabilecekler bizimle gelsinler. Cesur olanlar, kuvvetli olanlar, gerçekten inananlar kafilemize katılsınlar.”
TANRI TÜRK’Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN!
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Asenalar'a
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
BOZKURTLAR OTAĞI :: MAKALELER :: ÜLKÜCÜ KALEMİ-
Buraya geçin: