Yalçın Güzelhan
Ey Yandaş Medya Sivil Faşizmi Tartışmakmı İstiyorsunuz ?
5 şubat günü Partisinin kadın kolları eğitim toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, MHP ve onun lideri Bahçeliyi kastederek yaptığı konuşmasında " Dün gördünüz isim vererek medya sahiplerini nasıl suçluyorlar, nasıl tehdit ediyorlar. İşte SİVİL FAŞİZM diye bir şey varsa bu gün temsilcisi bu zihniyettir. BUNLAR FAŞİZMİ İYİ BİLİRLER. ONUNLADA UYUMLUDURLAR. Millet iradesinin tecelligahı olan TBMM'yi çalıştırmayarak güya Ak partiyi engelliyorlar. Kirli senaryoların ortağı olmayacağız. Bunların edep dışı, terbiye dışı üslupları karşısında sağduyuyu elden bırakmayacağız" dedi. Yani MHP ve onun liderini SİVİL FAŞİST olmakla suçladı. Belli ki İtalyan Mussolini'yi, Alman Hitleri, İspanyol Franco'yu, Portekizli Salazarı, Şili'li Pinochet'i ve Arjentinli Peron'u yeteri kadar bilmeyen sayın Başbakan, Faşizmin ne olduğu konusunda bilgi fakiri . Zaten MHP lideri Bahçeli'de 6 şubat günü Samsunda konuyu kendisine soran gazeteciye verdiği "FAŞİZMİN ne olduğunu bilmeyen Başbakan, birinin kulağına fısıldaması ile konuşmuştur. " cevabıyla , gerçeğin farkında olduğunu ortaya koydu.
Ancak konuyu bilmeyen yada bilerek çarpıtan, sadece Başbakan Erdoğan değil. AKP'ye oy devşirmek amacıyla Meseleyi kirli bilgi ile donatarak kamuoyuna sunan diğer aktörler ise, Yandaş Medya'nın Patron ve Kalemşörleridir. Bir başka deyişle de yerli GOEBBELS'LERDİR
Bu nedenle ey yandaş Medyanın entel takımı!.. hiç kıvırtmadan sizlere açık olarak diyorum ki! madem ki bilgili, kültürlü ve haklısınız, madem ki milliyetçilerin Demokrasi liberalizm hukuk ve Faşizm gibi güncel konularda sizlerin eline su dökemeyeceğini düşünüyor ve de kan kaybeden AKP karşısında yükselen milliyetçiliği kamuoyu önünde zorda bırakmak için can atıyorsunuz, İşte sizlere bir ALO kadar yakınız . Tek şartımız meselelerin doğru, yansız ve yüksüz bilgiler le konuşulabileceği uygun tartışma ortamlarının sağlanmasıdır.
Daha önceleri BengüTürk Televizyonunda ki " SİYASİ BOYUT " programlarından, ve Ortadoğu gazetesindeki köşemden defalarca yaptığım "TÜRKİYE BİR TOTALİTER REJİME Mİ GİDİYORU" Televizyon ekranlarında tartışma çağrıma, ne yazık ki hiçbir yandaş Televizyon kanalın dan cevap gelmedi. Biliyorum ki TRT başta olmak üzere kendileri için rant kapısı olan televizyonların ekranlarına, ancak AKP değirmenine su taşıdıkları sürece çıkacaklarını bilen kiralık kalemşörlerin, Sivil Faşizmi biyo-psiko-sosyal yönleri ve ekonomi- politik gerçekleri ile 72.5 milyonun önünde tartışmaları son derece zordur.Çünkü bu iş hem bilgi hem cesaret hem de yürek ister.
Kuşkusuz günümüzde bir Devleti uygar dünya da saygın yapan şey, onun Hukuk'un üstünlüğü ilkesi üzerine inşa edilmiş olmasıdır. Kabaca ideal hukuk: Bireysel, Toplumsal ve kamusal olarak sınıflandırılacak olan yaşam alanlarındaki karşılıklı ilişkileri, hukukun üstünlüğü çerçevesinde insan hak ve özgürlüklerine öncelik veren yasalarla zemin hazırlayan, kurallar bütünüdür.
Anayasamız uyarınca : Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik, sosyal bir Hukuk devletidir. Hukuk devleti : Her türlü siyasi ve idari etkinliğin hukuk normlarına uygun olduğu ve hukuk uygulamasının doğrudan hukukçuların eliyle yürütüldüğü ve modern öğreti gereğince de yasama yürütme ve yargı erklerinin ayrılığının esas alındığı bir örgütlenme biçimidir.
Ünlü Alman hukukçusu Hans Kelsen, " Egemenlik devletin sadece bir tek organına, yani parlamentoya ait olamaz. Egemenlik bütün bir hukuk düzenine aittir. Anayasal denetim yasama sürecinin hukuka uygun olup olmadığını denetlemezse Demokrasi ayakta duramaz " diyor.
Açıkçası burada vurgulanmak istenen şey; Demokrasinin hukuk çerçevesinde koruma altına alınması amacıyla, Devlet organlarının birbirini denetleyerek, gücün tek bir kurumun eline geçerek kötüye kullanımının engellenmesidir. Daha önceleri bir çok makalemde de yazdığım gibi, sosyal ortamlarda çıktıkları kürsülerde son derece barışçıl ve insancıl portreler sunan bir çok kişi, aslında ruhsal derinliklerinde tam tersi olma eğilimleri taşırlar. Seçimle gelerek dünyayı ateş topuna çeviren Hitler Faşizmi hatırlandığında, sanırım ne demek istediğim daha iyi anlaşılır. Bu gün gelinen noktada Yasamayı ve yürütmeyi elinde bulunduran AKP yüksek yargı yıda ele geçirmek için refarandum hazırlıkları yapıyor. Yargı da ele geçirildiğinde Devletin temel iskeleti olan güçler ayrılığı yerini güçler birliğine yani " Otokrasiye" bırakarak sivil dikta gerçekleşmiş olacak. (Cumartesi günü Devam edecek)
GÜNÜN SÖZÜ : DİKTATÖRLER ÖZGÜRLÜKLERİ KENDİLERİ İÇİN İSTERLER.
ŞARLO
Ortadogu gazetesi
Anasayfa 
Latest images 
Arama 
Kayıt Ol 
Giriş yap 
Konu: Ey Yandaş Medya Sivil Faşizmi Tartışmakmı İstiyorsunuz ? 
Çarş. Şub. 10, 2010 4:59 pm
