Aile, dayanışmanın en güzel örneğinin yaşandığı bir kurum olmalıdır. Yapılan iş bölümüyle aile bireylerinin üzerine düşen görev belirlenir. Fedakârlık ise çoğu kez anne ve babaya düşmektedir. Anne ve babalar büyük emeklerle yetiştirdikleri çocuklarının ileride rahat etmeleri için bir şeyler bağışlama gereği duyarlar. Ancak bazı evlat bencil ve cimri olduğundan anne babanın yaptığı iyiliğe karşılık onların yaşlılık zamanlarında yardım etmeyi akıl edemez. Bu durumda sorumluluğunu yerine getirmediği için nankörlük etmiş olur. Nankör insan Allah’ın sevmediği bir kul olduğu gibi toplumda da her zaman kınanır. Oysa anne ve baba; bir an bile unutulmaması, maddi ve manevi yardımın esirgenmemesi gereken kişilerdir.
Çocuk; anne – baba hakkı konusunda bilinçlendirildiği zaman bu konuda daha duyarlı davranır. Bu ise dini ve ahlaki eğitimin en güzel biçimde çocuğun belleğine işlenmesiyle sağlanır.
Yüce Allah, Kur’an–ı Kerim’de anne babaya itaat etmeyi, yardımda bulunmayı, onlara güzel sözle hitap etmeyi emrediyor. Pek çok Hadis–i Şerif de anne babanın hizmete değer varlıklar olduğu bildirilmiş.
Sonuç olarak çocukların anne babalarıyla her zaman olumlu ilişkiler içinde bulunması gerektiğini söyleyebiliriz. Ailenin çalışmasıyla gelişip büyüyen, eğitim gören evlat zamanı gelince gelirini onlar için harcamaktan asla çekinmemelidir.
Gerçekten anne babalar yaptıkları iyiliğe karşılık çocuklarından fazla bir şey beklemez. Onların arzusu küçük bir armağanla, sevgi ve saygıyla, tatlı söz, güler yüzle hatırlarının sorulmasıdır.