“Bana şehitliği anlatsana öğretmenim!” diye bir soru sorsa öğrencilerimden birisi, nasıl cevap veririm diye düşündüm?
Nerden başlamalıyım anlatmaya?
Şehit olanın ulaştığı makamdan mı başlamalı?
Ateşin düştüğü yeri anlatmalı mıyım?
Evlat acısı çeken anne babanın yüreğindeki ateşi kelimelere sığdırabilir miyim?
Genç yaşta dul kalan, evinin direği yıkılan “hayat arkadaşının” acısını ifade edecek kelimeleri, sözlüklerde bulabilecek miyim?
Babasının yolunu beklerken, babasının resmini öpen, “yetim çocuğun” tabuta bakışını ben nasıl anlatırım ki?
“Evlat acısı nedir öğretmenim!” diye sorsa başka bir öğrencim nasıl anlatırım ben o annenin yüreğindeki ateşi. Ellerini bağrına vura vura ağlayan bir annenin acısını ben anlatamam ki! Anlatmaya yüreğim dayanmaz ki!
“Şehidin babası niçin Vatan sağ olsun!” dedi. “Vatan sağ olsun!” derken sesi niçin titriyordu şehidin babasının?” diye sorarsa öğrencilerim ben ne diyeceğim? Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır/ Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır ” mısralarını anlayabilirler mi?
“Tabuta bakıp ne olduğunu bile anlayamayan o küçük çocuk, niçin etrafına şaşkın şaşkın bakıyordu öğretmenim?” diye soran olursa nasıl cevap vereceğim. Cümle kuramam ki o zaman. Kelimeler boğazımda düğümlenir. Harfler kelimeye, kelimeler cümleye dönüşemez ki!
“Geline kına yakılır, koyuna kına yakılır da Askere niçin kına yakılır öğretmenim?” sorusuna cevap verebilir miyim?
“Gelin kocasına kurban olsun, koyun ’a kurban olsun, askerde vatana kurban olsun diye kına yakılır!” diye cevap versem yeterli gelir mi acaba?
“Şehitler mektup yazar mı öğretmenim?” diye soran olursa, ne derim ben onlara. Sınıftan öğrencinin biri ayağa kalkar ve “Benim babam şehit oldu. İşte size bir şehit mektubu!” diyerek şehit babasının mektubunu gözyaşları içerisinde okumaya başlarsa ben ne diyebilirim ki?