Türkiye sevdalısı "ülkücüler" iktidar,
Dört Nisan'da yağan kar üşütmedi bu kadar!
En karanlık geceydi bir güneşi söndürdü
Ölüm ki onu değil asıl bizi öldürdü!
Dokuz ışığım öksüz, boynunu büktü ülküm.
Bugün Turan illerde söylenmez oldu türküm
Çırpınmaz Karadeniz, ölüm sularına gömülmüş
Sanki, kardeşi Sakarya'nın matemine bürünmüş
Ölümsüz idealler, ölü vicdanlara mahkum şimdi
Kaynağından içtiğimiz berrak sular kum şimdi
Sözde "Bozkurtlar" geldi Bozkurdu ezer oldu
Başbuğum otağında çakallar gezer oldu
Türk'ün kara bahtında iktidarı kurdular
Bizi bizden görünüp ihanetle vurdular
Sarsılmaz değerleri sarstılar şerefsizce
Ülkümüz yara aldı kan damlıyor sessizce
Hak hukuk adaletin bayrağını sarstılar
Milletin vicdanında davamızı astılar!
Bunun vebali ağır, bunun vebali büyük
Hangi vicdana sığar, nasıl taşınır bu yük
Yıllar yılı çekilen, çileler bir hiç oldu
Bu mukaddes davadan, en alçakça göç oldu
Ülkücü ülkücüyle, gelemiyor gözgöze
Davamızı çiğnettik, yazıklar olsun bize!
Fikirsiz iktidarımız, Türklüğe mezar oldu
Ozan Arif, Sefai ağıtlar yazar oldu
Ne çabuk da unuttuk, Türk-İslam ahlakını
Helal eder mi artık, ÖNKUZU'lar hakkını
Bastılar yüreklere, o Apo kalleşini
Hani iktidar olup, serecektik leşini
Ülke menfaatleri dendi, ezikliğin adına
Kusursuz besliyorlar, milletin inadına
Şikayet ediyorum, gözlerden düştü Tuğum
Bozkurda yakışır mı, hergün ölmek BAŞBUĞUM
Başsız kaldık BAŞBUĞUM, dağıldı otağımız
Koptu kopmaya hazır, Turan ile bağımız
Umut diye bağrına, basarken bizi millet
Millete yüz çevirmek "miydi?" büyük hareket
HELAL ETME BAŞBUĞUM
HELAL ETME HAKKINI
BOZKURT GÖSTEREMEDİ
ÇAKALLARDAN FARKINI