Türk milletinin devletiyle vatanıyla hür ve bağımsız olarak kıyamete kadar yaşatılması ülküsünün yılmaz bir savunucusu, imanlı bir Başbuğu olarak büyük hizmetler veren Alparslan TÜRKEŞ, içinde yaşadığımız modern işgal döneminde her zamankinden daha çok özlenen, fikirleri ve hareketi bugünlerde daha iyi anlaşılan bir bilge lider olarak Türk milleti tarafından minnetle, hasretle rahmetle anılmaktadır.
Hayatta olduğu süre içinde bütün varlığını ve mücadelesini Türk-İslam davasına adayan Rahmetli Başbuğumuz Alparslan TÜRKEŞ’in belli sistem içinde aksiyon haline getirdiği fikirler, bugün sadece bizim değil dünyada emperyalist ülkelerin tehdit ve kuşatması altındaki mazlum milletlerin kurtuluş yolundaki mücadelesine de ışık tutmaktadır.
Başbuğ Türkeş Türk- İslam ülküsünün yaşanma ve yaşatılması noktasında önünde hiçbir engel tanımamanın bütün mücadelesini dosta düşmana vermiştir.
Türklük düşmanları dahi Başbuğ aramızdan ayrıldığı gün Onun mücadele azminin tüm yöneticilere bir ışık olması gerektiğini vurgulamak zorunda kalmıştır.
Kurmuş olduğu Ülkü Ocaklarında bugün yüz binler Onun ülkülerinden, Onun ilkelerinden ilham alarak gelecekte kurulacak Büyük Türkiye’nin temelini oluşturmaktadır. Başbuğun ektiği ülkü tohumları artık filizlenmiştir.
Başbuğ; Bilge Kağan’dan başlayıp Mustafa Kemal’e kadar uzanan Türk’ün kurtarıcılarının son halkasıdır.
Başbuğ: yaşadığı çağa mühür vurabilen nadir liderlerdendir.
Başbuğ; Cumhuriyet’i kurtaran liderdir.
Başbuğ; kurduğu Ülkü Ocakları ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk Milletinin geleceğini teminat altına almıştır. Onun hizmeti yıllar sonra daha iyi anlaşılacaktır.
Bugün ülkemizin ve dünyanın pek çok yerinde Türkçe konuşan, Türkçe düşünen, umudu Türkçe olanlar varsa bu Başbuğumuzun eseridir.
Bugün “Türküm” demenin bile garipsenir olduğu bir dönemde, yedi yaşındaki çocuklardan yetmiş yaşındaki aksakallara, asenalardan bozkurtlara kadar hepimize düşen görev tarihin omuzlarımıza yüklediği sorumluluğun farkında olarak, her yeni gün bir önceki günden daha fazla çalışmaktır. M.Kemal’in “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünde özetlenen Başbuğ’un “Her şey Türk için, Türk tarafından, Türk’e göre” sözünde manasını bulan Türk Milliyetçiliği fikrini yaşamak ve hançeremizi yırtarcasına dost düşman herkese anlatmaktır.
Bu yolun bu mücadelenin nasıl olacağını Başbuğ daha yola çıkmadan önce etrafındakilere; "Sizlere kolay bir başarı vadetmiyorum. Kısa bir zamanda iktidar umanlar bizimle yola çıkmasınlar. Yolumuz uzun ve çetindir. Bu yolda karşımıza menfaatler, teklifler, tehditler ve daha bir yığın engel çıkacaktır. Bu çetin yola dayanabilecekler, bizimle gelsinler, kuvvetli olanlar, gerçekten inananlar kafilemize katılsınlar." Diyerek hem davanın kutsaliyeti ve zorluğunu hem de yıllar sonra ortaya çıkan menfaatperestleri daha en başından görmüştür.
Başbuğ Ülkücü Türk gençliğine, özellikle vatanımızın ve milletimizin selâmeti ve devletimizin bekası için millî kültürümüze sımsıkı sarılması gerektiğini hatırlatmaktadır. Toplumları millet yapan değerler, millî kültürlerdir ve millî kültürlerine sahip çıkmayan milletler, yok olmaya mahkûmdur! O sebeple Türk gençliği çağı Türkçe okumaya mecburdur.
4 Nisan 1997 günü bedenen ayrılan Başbuğ, her an, nefes alış-verişimizde bizlere yol başçı olmaktadır. Akıl yolu ile gerçekleştirdiği, hayalden uzak doktrinleri Türke rehberdir."
Başbuğumuz ömrünün yarım asırdan fazlasını Türk milliyetçiliği hareketine, Türk Milletinin yaşadığı sorunlara ve gelişmelere vakfetmiştir. Hakk'a yürüdüğü son ana kadar da Türk Milletine ve Türk Dünyasına hizmet etmeye devam etmiştir. Tabutluklar gördüğü, işkenceye maruz kaldığı 1944'lerden 1980'lere, cezaevi yıllarından 1997'nin 4 Nisan'ına kadar O hep ayaktaydı, “aman” dilemedi. Mazeret ortaya koymadı. Açık açık da uğruna baş koyduğu yolun zorluğundan, çilesinden bahsetti. İhanetler gördü, yılmadı, yıkılmadı.
İçimizde Başbuğ sevgisi ve O'nun kararlığı, azmi, cesareti; kısaca yüreğimizde ve beynimizde “Başbuğ Türkeş şuuru” var oldukça Ülkücü Hareket de var olacak ve muhakkak “Başaracaktır”.
Ölümünün on ikinci yılında rahmet ve minnetle anıyoruz , mekanının cennet olmasını Yüce Allah'tan niyaz ediyoruz. Yunus EMRE’nin dediği gibi “Ölürse tenler ölür Canlar ölesi değil!”
Kayseri Ülkü Ocakları İl Başkanı
Sait ŞENER