Ülkücüler: Haydi başka kapıya!
TEHLİKELİ süreç "demokratik açılım" diye başladı.
Ve hemen ardından o süslü kelimeler geldi:
Demokrasi...
Adalet...
Eşitlik...
Hak ve Özgürlük...
Öyle ki, dilimizden düşürmediğimiz bu kelimeler hayatımızın vazgeçilmezleri oldu.
Ama hepsi sözde kaldı!
Çünkü terör örgütü yandaşları, içeriden ve dışarıdan aldıkları "taviz"ler sonucu, "siyasi üstünlük sendromu"na kapılarak "tahrik" taktiğini sahneye koydu.
Tabii bu tezgaha da toplumun doğal refleksi durumundaki milliyetçiler üzerinden ulaşmaya çalıştı.
Amaç, onları sokağa çekip, aşırılığa kayan Kürt gruplarının karşısına çıkarmaktı...
Kısaca hedef; "Türk-Kürt çatışması" yaratmaktı...
İşte bu fitneliğin çok önceden farkına varan MHP Lideri Dr. Devlet Bahçeli ve parti yönetimi, demokratik açılıma karşı sert eleştiriler yöneltse de itirazlarını siyasetle sınırlı tutup tepkisini asla sokağa taşımadı.
*
ÇÜNKÜ MHP Lideri Bahçeli ve parti yönetimi;
Kararlı...
İstekli...
Ve
İstikrarlı bir tutum izleyerek,
Ülke şartları ne kadar vahim olsa da...
Teslimiyetçi uygulamalar sabırları ne kadar zorlasa da...
"Ülkede kaos ortamı yaratmak için çırpınanların tuzağına düşmeyeceğiz" dediler...
Gün, birlik olma günüdür.
Gün, oyunlara karşı uyanık olma günüdür.
Gün, kurulan tezgahları bozma günüdür, diyerek her defasında parti tabanlarına sükunet telkin ettiler.
Ve "Ülkücüyüm" diyen herkesi, lider ve teşkilat disiplini içerisinde kendini kontrol etme ve uyanık durmakla görevlendirdiler.
*
ÇÜNKÜ:
26 Kasım 2009 günü Çanakkale'nin Bayramiç ilçesinde...
15 Aralık 2009 günü Muş'un Bulanık ilçesinde...
3 Ocak 2010 günü Edirne TEM Otoyolu girişinde...
5 Ocak 2010 günü Mersin'in Akdeniz ilçesinde...
Ve 6 Ocak 2010 günü Manisa'nın Selendi ilçesinde hep aynı tezgah vardı.
Amaç, ülkücüleri sokağa çekmek...
Amaç, ülkeyi 80 öncesine döndürmekti.
Ne var ki, vatanını ve bayrağını seven sağduyulu ülkücüler bu kışkırtmalara sadece gülüp geçtiler.
Ve onlar dediler ki; "Ülküye gönül vermek asla icazetle olmaz, günü geldiğinde bu vatan için can verilecekse verir, hepsi o kadar."
*
TAHRİKLER diz boyu.
Tehlike sokaklarda kol geziyor...
Gösteriler normal tepki sınırından çıktı, "taşkınlığa" dönüştü.
İşte bu tablo karşısında "Türkiye bir çiçek bahçesidir" diyen MHP Lideri Dr. Devlet Bahçeli sık sık tekrarladığı sağduyu mejlarını dün Meclis'teki grup kürsüsünden bir kez daha dile getirerek ülkücü camiayı uyanık olmaya çağırdı.
Ve dedi ki;
Toplumsal öfke birikti...
Toplumda derin fay kırıkları oluşmaya başladı...
Toplumun kimlik refleksleri arttı...
Toplum fertleri ayrışma eğilimi göstermeye başladı...
Mahalleler, semtler, sokaklar, komşular arasında keskin sınırlar çizilmeye başladı...
Ancak;
"Milliyetçi Hareket, tahrikler ne kadar ağır olursa olsun kardeşliğimize zarar verecek girişimlerin karşısında olacak, sokaktan uzak duracak, oynanmak istenen oyunu sabır ve sükunetle bozacaktır."
*
UZUN lafın kısası...
Kim ne yaparsa yapsın ülkücüler oyuna gelmeyecek ve bin yıldır bizleri kardeş yapan değerleri kimsenin yeniden tesis etmesine müsaade etmeyecek.
Daha da önemlisi ülkücüler, ülkeyi bölmek isteyen vatan hainlerinin ekmeğine yağ sürüp "şeytan değirmencileri"nin tuzağına düşmeyecekler.
Haydi başka kapıya!
Metin Özkan / Tercüman