Yâren Meclisi ve Kültürü
Yar ile Yâren kelimeleri, Farsçadan dilimize geçmiş alıntı kelimelerdir. Sözlükte Yar “Sevgili, dost, tanıdık ” karşılığındadır. Yâren kelimesi Yar kelimesinin çoğul şekli olup dostlar, bir amaç çerçevesinde toplanmış ve aynı amacı güttükleri için bir araya gelmiş olanların tümü anlamlarına gelmektedir.
Orta Asya kökenli, sazlı sözlü bir folklor geleneğimiz olan yâren, ahilik kültürü içinde yoğrularak ülkemizin birçok yöresinde, bazı Türk Cumhuriyetlerin de, balkanlardaki Türk soydaşlarımızın yaşadığı bazı bölgelerde çeşitli adlarda günümüze kadar yaşatılagelmiştir. Yâren geleneği Uygur Türkleri arasında Meşrep Orta Asya Türk Cumhuriyetlerin de Geşdek, Çankırı, Gerede ve Akşehir’de Yâren, Dursunbey’de Barana, Bartın, Afyon ve Kütahya’da Gezek, Kastamonu’da Sıraname, Bolu ve Konya'da Muhabbet, Aksaray’da Ferfane, Van’da Oturman, Ankara’da cümbüş, Urfa’da sıra gezmesi gibi adlarla anılmaktadır.
Sevgi ve kardeşlik hamurunun birlik ve dayanışma potasında yoğrularak, İslam ahlak ve fazileti ile şekillenmesinden meydana gelen, Anadolu insanlarının bir araya gelerek belirli ilke ve kurallar üzerine inşa ettiği, özel mekanlarda yaşanan, milli kültür mirasımızın bir müessesesi, Oğuzlardan günümüze ulaşan ilim ve irfan yuvası, Milli Ahilik müessesesinin bir şubesidir YÂREN.
YÂREN Oğuzlardan günümüze kadar şekil değişiklikleri yaşayarak gelen , fakat özdeki ilke ve anlamları değişmeyen tarihi kültür mirasımızdır.Yaşayışları itibari ile çok hareketli olan oğuzların birbirlerine güç vermek, destek olmak ve sorunlarını çözümlemek gayesiyle belli zamanlarda belli boy beyliklerinde toplanarak meselelerini hallederek aynı zamanda yemekli eğlenceler de yaptıkları toplantıların günümüze yansımasıdır YÂREN.
YÂREN MECLİSİNE GİRMENİN ÖN ŞARTLARI
Sosyal , kültürel, ekonomik ve ahlaki amaçlı bir folklor geleneğimiz olan yâren, belirli meziyetlere sahip erkeklerin girebildiği bir eğitim ocağıdır. Mert , cömert, misafirperver, ahlaklı, büyüklere saygılı, küçüklere şefkat besleyen, sır saklamasını bilen, kötü alışkanlıkları olmayan,belli bir sanat ve mesleği olan, iyilik yapmayı seven , hak ve hukuka riayet eden, söz dinleyen,görev bilincine sahip, çalışkan ve azimli, oynamasını ve eğlenmesini bilen,toplumla barışık, çevresinde sevilen sayılan, geleneklerine, kültürüne,dinine bağlı,Sandıklı’da oturanların kabul edildiği bir teşkilattır.
YÂREN MECLİSİ TEŞEKKÜLÜ
Yâren üyelerinin sayısı 24 kişidir. Bu sayı Oğuzların 24 boyunu sembolize eder.Çavuş bu sayıya dahil değildir. Çavuş hali vakti ocak yakmaya elverişli olmayan fakat Yâren’e gönül vermiş becerikli, zeki, meclisin nabzını iyi tutan bir kişi olmalıdır.Başağa müsaade etmedikçe Çavuş orta oyunlara katılamaz.Sürekli Yârenle içi içe olduğundan Yâren’den ayrı tutulmaz.
BAŞAĞA: Bayındır Boyu’nu temsil eder. Hali vakti yerinde, idareciliği üstün seviyede, yaşça olgunluğa erişmiş ve yârenin de en büyük idarecisi ve söz sahibidir. Başağa görmüş geçirmiş çevrede saygınlığı olan dürüst bir kişi olmalıdır. Özellikle yöneticilik yeteneği olan, disiplin sağlayabilen ciddi kişilerdir.
KÜÇÜK BAŞAĞA: Kayı Boyu’nu temsil eder.Hali vakti iyi olan, idarecilikte Büyükbaşağa’dan sonra söz sahibi olan,yârenin ikinci büyük idarecisidir.Başağa ile aynı özelliklere sahip olmalıdır.
YİĞİTBAŞI: Dede Korkut’un da boyu olan Bayat boyunu temsil eder.Söz ve sohbetine itibar edilen yaşça büyük,Başağa’lardan sonra yârende söz sahibi olan idarecidir.
YÂRAN: Her biri bir Oğuz beyi temsilcisidir.
KAYI: Sağlam
YAZIR: Ülkehami
KIZIK: Kuvvetli
BAYAT: Ekmeği bol
DÖĞER: Toplu olmak
BEYDİLLİ: Aziz
KARAEVİ: Kavaçadırlı
DODURGA: Hanlık yapmak
KARKIN: Doyuran aş
ALKAVARLI: Başarılı
YAPARLI: Yapıca olmak
YİĞDİR: İyilik ,yiğitlik
BAYINDIR: Niğmeti bol
SALUR: Kılıcı iyi çalar
BÜĞDÜZ: Mütevazi
BEÇENE: Çalışkan
EYMUR: Zengin, gani
YIVA: Üstün derece
ÇAVULDUR: Ünü yaygın
ÜREYİR: Düzen kurucu
KINIK: Aziz
ÇEPNİ: Savaşkan
AVŞAR: Çevik
SAZENDELER:
Sazendeler yaran değildir.Ücret karşılığı hizmet eder.Kendilerine ayrılan bölümde(ŞAHNİŞİ) icra-i sana ederler.Başağalar izin vermedikçe oyunlara katılmaz ve mahkeme sırasında odada bulunamazlar.
YÂRAN’IN GİYİMİ:
Ayakta beyaz yün çorap, pantolon yerine giyilen çuha şalvar, yakasız gömlek, bele sarılan uzun ve geniş bir kuşak, bunların üzerine giyilen kollu, işlemesiz cepgen ve boyuna bağlanan yörük poşusundan oluşur.
YÂRAN EVİNE GELİŞ, İÇERİ GİRME, OTURMA DÜZENİ Yâren evine önce Çavuş, sazende ve küçükbaşağa gelir. Küçükbaşağa yâren evinin noksansız olmasından sorumludur.Yâren evini denetler,noksanı varsa hemen tamamlatır. Sazendeler kendilerine ayrılan bölümde otururlar ve peşrev çalmaya başlarlar.Küçükbaşağa yaran evinin noksanı bulunmadığını görünce kendi yerine geçer ve oturur.Yaran önceden belirtilen saatte Yaran evine gelmeye mecburdur.Her yaranın oturacağı yer bellidir.Usta yaranlar küçükbaşağı ile Başağa arasında bir yerde ,yaşça küçük yaranlar da küçükbaşağının yanından başlayarak,çırak yaranlar da büyük başağının yanından başlayarak kapıya doğru olan kısım da otururlar.İçeriye en son başağa girer.Selamlaşma faslından sonra yerine oturur.
OCAĞA MİSAFİRİN KABULU Yâren ocağına olur olmaz her kişi davet edilmez.Oturup kalkmasını bilen, yol yordam görmüş,davranışlarıyla toplumun ahengini bozmayacak kişiler misafir kabul edilebilirler.Misafir olacaklara belirli bir saatte ocağa gelmeleri söylenmiştir.Buna göre yaran evine gelirler.İçeri alınmaları da belli bir kurala göre yapılır. Bütün misafirler içeri alınıp yerlerine oturduktan sonra dua ve niyazlarla yaran gecesi başlar.Yöresel halk oyunları,türküler.maniler, orta oyunları,misafirlere çeşitli ikramlarla ve sohbet ile gece geç saatlere kadar eğlence ve kültür şöleni devam eder.