ASIRLIK KARTALLARIN DİRİLİŞİ
Benim olmadığım bir yer
Destansız hayale benzer
Ben sokakları sisli yitik Ötügen şehri
Sen can özünden yaslı yaralı Tuna nehri
Asırlık kavgalar yaşadım en asilinden
Kuşatıldım yağmalandım kimi zaman
Hiç ölmedim
Hiç düşmedim
En dar günümde
Bağrımdan bir bayrak doğruldu
Ve…
Dağları yırtarcasına sarsan bir sesle
Mayamdan beslenen bir bozkurt çağrıldı
Ben zincirlerini kırıp gelen Ötügen şehri
Sen özgürce akmayı düşleyen Tuna nehri
Hep hüzünlü sahnelere ağıtlar yaktın
Kanadın hep derinden derine
Hep umut bekledin
Hep bir ses bekledin
Zindan parmaklıklar ardında
Heyhat! yokmu seni tutup çekecek
Sessiz bir feryatla gün batımında
Demir parmaklıklarını bir bir bükecek
Ben ihtilal ateşinde pişen Ötügen şehri
Sen ihtilal bekleyen mukaddes Tuna nehri
Asırlık kartalların ruhu kalktı ayağa
Pençeleri çelik gibi pusatları yıldırım
Toynakları kor saçtı yağız atlarının
Ve kan dedim, öç dedim
Garba göç dedim…
Kırk yiğit mahmuz vurdu derinden
Dört nal, yedi diyar, ondört asırlık yemin
Açıldı sayfaları bir bir
Söyle bu acı bu vuslat bu ferman kimin
Ben yoluna adanmış asil ötügen şehri
Sen hürriyet isteyen dilaver tuna nehri
Bil ki bir sabah tan ağartısında
Kıyına dizilmiş atlar
Atlar üstünde yağız bahadırlar
Kızıl börklerini kaldırıp
Alev yanığı şakaklarına
Bir yudum suyundan içip sürecekler
Ve doğrulup göğe doğru kaldırıp başlarını
Geldik tuna geldik…
Sen bizimsin
Biz de seniniz diyecekler…
Fatih KOCATEPE