BOZKURTLAR OTAĞI
BOZKURTLARIN OTAĞINA HOŞGELDİNİZ.

ÜYE ADI OLARAK TÜRKÇE İSİMLER KULLANINIZ.
AKSİ DURUMDA ÜYELİĞİNİZ KABUL EDİLMEYECEKTİR.

ÜYELİĞİNİZİN HEMEN AKTİF OLMASI İÇİN MAİL ADRESİNİZE GELEN ÜYELİK AKTİVASYON LİNKİNE TIKLAYINIZ.

BOZKURTLAR OTAĞI
BOZKURTLARIN OTAĞINA HOŞGELDİNİZ.

ÜYE ADI OLARAK TÜRKÇE İSİMLER KULLANINIZ.
AKSİ DURUMDA ÜYELİĞİNİZ KABUL EDİLMEYECEKTİR.

ÜYELİĞİNİZİN HEMEN AKTİF OLMASI İÇİN MAİL ADRESİNİZE GELEN ÜYELİK AKTİVASYON LİNKİNE TIKLAYINIZ.

BOZKURTLAR OTAĞI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


ÜLKÜCÜ HAREKET ENGELLENEMEZ
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Sayfayı FaceBook'ta Paylaş

 

 Türk Milliyetçiliği Neden Rakipsizdir?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
alpurungu26
KAĞAN
KAĞAN
alpurungu26



Türk Milliyetçiliği Neden Rakipsizdir? Empty
MesajKonu: Türk Milliyetçiliği Neden Rakipsizdir?   Türk Milliyetçiliği Neden Rakipsizdir? Icon_minitimePaz Şub. 14, 2010 11:38 pm



Türk Milliyetçiliği Neden Rakipsizdir?



Türk tarihinin doğal akışı, yaşananlar ve tahayyülümüzde yaşanacaklarını şimdiden kestirdiğimiz olaylar Türk milliyetçiliği yönteminin rakipsiz olduğunun işaretidir. Bu rakipsizlik ise Türk milliyetçiliğinin niteliklerinden kaynaklanmaktadır. Türk milliyetçiliğini rakipsiz kılan esas niteliği bir toplumun ruhu olarak da tanımlayabileceğimiz ve yukarıda bahsettiğimiz kültürden, Türk kültüründen beslenmesidir. Bu niteliği ile Türk milliyetçiliği ülkemizdeki diğer fikri akımların tutulduğu teslimiyet hastalığından kendini sıyırmakta, Allah rızası esasında milletinin çıkarlarına hizmeti mevcudiyetinin sebebi olarak bilmektedir. Bu konuda merhum Başbuğumuz; Dokuz Işık doktrininde şunları söylemektedir: ‘Türk milliyetçiliği, her çeşit taklitten arınmış, kendi cemiyetinin değerlerine bağlı ve o değerleri geliştirici bir harekettir. Özentiye ihtiyacı yoktur.’

Özenti ve taklit hastalığı Türk milletini anlamamak, onu hor görmek sapkınlığının bir neticesidir. Bu sapkınlık ise yalnızca Türk milletine mensubiyet şuurunun zedelendiği yahut hiç olmadığı hastalıklı, aldanmış zihinlerde belirir. Bu belirişle beraber kimliksizlik zehrinin pençesinde kıvranan fert, acısını bir öç duygusuna dönüştürerek, milletine, kültürüne hakaretler savurur, saldırır. Bu şuur uşaklık yapmak için yeni efendiler arar. Efendileri onu bir uşak değil, köle olarak görür, kullandıkça kullanır, namusundan insanlığından eder. Ama bu alçalmış ruh, eski efendileri kaybolunca yeni efendiler, yeni ihanetler arar. Türk milletinin tarihine bakıldığında son yıllarda emperyalist milletlerin elinde oyuncağa dönmüş bir takım ‘aydın’ sıfatlıların bu zehrin pençesindeki hastalıklı ruhlar olduğu görülecektir.

Türk kültürünün zenginliğinde yeşermiş, o ırmaktan çekilen mübarek bir suyla beslenmiş Türk milliyetçiliğinin bir diğer niteliği ise diğer hareketlerle mukayese edildiğinde milli değerlerle güçlü bir düşünce sistemi inşa etmesidir. Türk milliyetçiliği fikir sistemi yüzyılların pratiğiyle, teorize edilmiştir. Bu teorize etme çalışmaları ise yalnız tek bir merkezden beslenmemiş, Türk Dünyasının tüm fikir merkezlerinden gelen yenilikleri birleştirerek tutarlı bir bütün haline getirmiştir. Bu tutarlılık ile Türk milliyetçiliği diğer siyasi ve fikri hareketlerden farklı olarak dogmatik, tutucu bir fikir değil, çağın değişimlerine ayak uyduran, milletinin çıkarları uğruna hakikatin ve ilmin ışığında hareket eden bir düşünce sistemi olmuştur.

Bakınız bundan 40–50 sene öncesinde bilimsellik iddiasıyla gürültüler kopartarak ülkemize giren Marksist fikir akımları şimdilerde köşelerine çekilmişlerdir. Çıkardıkları gürültünün ardından sağlıklı bir şekilde “neden kaybettikleri” düşünüldüğünde taklit ve özentinin, dogmatik düşüncenin takipçileri olmalarının, gayri milli olmalarının buna yol açtığı açıkça anlaşılacaktır. Marks’ın, Lenin’in, Mao’nun ardından giden bu hastalıklı zihinler efendilerini kaybettiklerinde sosyalizmi bir kenara bırakıp ruhlarındaki karanlığın güdüsüyle kapitalizme, yani yeni bir ihanete yanaşmışlar, dün kan emici dedikleri patronların uşakları olmuşlardır.

Türk milliyetçiliğinin dogmatik ve özentisiz olmamasıyla birlikte son niteliği insanlık tarihinin asırlara uzanan inkişaf tecrübesinin ışığında ulaştığı en mükemmel toplumsal örgütleniş biçimi olan milleti temel bilmesidir. Milleti temel alan Türk milliyetçiliğinin bu yaklaşımı diğer milletlerin milliyetçilikleri ile karşılaştırıldığında, millet anlayışında kısıtlamalar, dışlamalar ve ayrımcılık bulunmaması ise dikkat çekicidir. Gerek Alman, İngiliz, Fransız, Rus gibi Batılı milletlerin milliyetçilikleri gerekse Çin’de ve İran’da hâkim olan fikirler insanlığı aşağılayan, kucaklamayı bütünleştirmeyi değil, ayrıştırmayı hedef alan bir tutumu benimserken, Türk milliyetçiliği bunu ta en başından reddetmiştir.

Hiç kuşkusuz bu tavır; Türk tarihinin, Türk devlet ve hâkimiyet felsefesinin bir neticesidir. Türk milleti kurduğu devletlerde hoşgörüyü ve insanı esas almış, dayatmalar zorlamalar olmadan, kan hesabı olmadan bünyesine birçok milleti almış onlarla kucaklaşmış ve Türk kültürünü zenginleştirmiş, Türk milletini kalabalıklaştırmıştır. Bizler için esas olan kan, ırk ve soy değildir. Böyle bir yaklaşım bizi insanlığımızdan, Türklüğümüzden ve Müslümanlığımızdan eder. Bizler için esas olan Türklük şuurunun benimsenmesi ve merhum Başbuğumuzun da ifade ettikleri üzere Türk olanın kalbinde Türk milletinin aşkından, ona mensup olmanın gururundan başka bir şey taşımamasıdır.


Bir organizmanın hayatla olan ilişkisinde üç temel unsur etkili olmaktadır. Bunlardan ilki organizmanın varlığını koruması, bunu geliştirmesi için gereken maddi ve manevi ihtiyaçlarını belirleyen güdülerdir. İkincisi bu güdülerin organizmanın mensup olduğu çevrenin şartlarında sınırlarını, kullanımını belirleyen ve organizmanın varlığını korumak ve geliştirmek için yapacaklarını onaylayan iradedir. Son unsur ise reflekstir. Refleks dediğimiz unsur bir taraftan organizmanın kendini geliştirmesi gereken ihtiyaçların teminini sağlamak için elzem olan fiilleri işlerken, diğer taraftan organizmanın hayatta kalması için saldırılara, tehditlere organizmanın gücünü seferber ederek en üst seviyede cevap vermektedir.

Bu üç unsur, refleks, irade ve güdüler milletin yaşamına uygulandığı zaman ise milli iradeye, milli reflekse ve güdüleri karşılayan milli çıkarlara dönüşmektedir. Bir milletin hayatta kalması için temin edilmesi kuvvetlendirilmesi gerekenler milli çıkarlardır. Bunu milletin her ferdinin ortak iradesi olan milli irade kararıyla milli refleks gerçekleştirmektedir.



Yasin ŞEHİTOĞLU
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Türk Milliyetçiliği Neden Rakipsizdir?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ilımlaştıramadıkları Türk Milliyetçiliği
» TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ
» TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ TÜRKÇÜLÜK'TÜR
» Bir Garip Türk Milliyetçiliği - Aziz DOLU
» Türk'e Neden Herkes Düşman ?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
BOZKURTLAR OTAĞI :: MAKALELER :: ÜLKÜCÜ KALEMİ-
Buraya geçin: