Türkmen Beyi
Yurdumda arzı endam ediyor çakallar
Er olanlar er meydanına küsmüş gibi.
Ağulanmış,köseleşmiş bıyıklar sakallar
Zamana zamansız kırağı düşmüş gibi...
Atam Oğuz,özüm gelir Ötüken'den
Kim korkar söyle güllerdeki dikenden
Yurdumun dört yanına bayrak dikenden
Hesap sorulur olmuş Türkmen beyi...
Söz ağızda sakız gibi çiğnenir olmuş
Ar-edep sokaklar da dilenir olmuş
İtler meydan da kurtlar gizlenir olmuş
Destan yazan yiğitler nerede Türkmen beyi.
Neredeyse hicaplanacak ay-yıldızım
Kanımla sulanan yurdum da can sızım
Suskunluğa inat konuşacak kadar arsızım
At binenin kılınç kuşananın Türkmen beyi.
Yeterince yanmadımı bu anaların ciğeri
Ağlayan gözlerde öfkenin acının siperi
Silmek varken yüreklerden bu kederi
Bak acı acıyla bileniyor Türkmen beyi.
Adaleti medeniyeti biz öğrettik dünya ya
Dalmadık üzerimize vazife olmayan hülya ya
Asırlardır baş koyduğumuz kutlu sevda ya
Masal diyenler varmış Türkmen beyi.
Özüm sözüm bir şükür ben bir ASENA yım
Hak aşkıyla doğdum hak aşkıyla savaşayım
Henüz ölmedim,kaybetmedim ki kazanayım
Bir ölsekte bin doğarız biz Türkmen beyi.
Sokakta kadınım kızım oyuna geldi türban
Para uğruna heba edildiler maddeye kurban
Kolaya kaçıyorlar nerde zora giyilmiş urban
Haydan gelen huya gidiyor Türkmen beyi...
Çabanın yerini almış çıkar ve hırsızlık
Menfaat baş tacı,had safha da arsızlık
Aldı başını gidiyor yalan ve hayasızlık
Bu gidişe dur demek gerek Türkmen beyi...
Komşusu açken tok yatıyor şimdi insanlar
Efendi olmuş karısını kızını parayla satanlar
Her türlü rezaleti çağdaşlık adına yapanlar
İtibar görüyor bu devir de Türkmen beyi...
Bam teli kırılmış kan ağlIyor dertli sazım
Curam, bağlamam içimde kanayan sızım
Davulum,zurnam kadar da tekim yalnızım
Bizi biz yapan değerler nerede Türkmen beyi..
Bunlar işte içimin ince sızısı,hayata dairi
Bir ben oldum bu gidişin umutsuz zairi
Soyum sopum belli,adım hüzün şairi
Ben Anadolu kadınıyım Türkmen beyi...
HÜZÜN ŞAİRİ (21.04.2007 09:48:00)
Niğmet Yıldız