alpurungu26 KAĞAN
| Konu: ANAVATAN TÜRKİYE VE TURAN Paz Ekim 03, 2010 9:07 pm | |
| Akılların karıştığı , devlet kavramının ve millet kavramının tartışmaya açıldığı şu günlerde Anavatan Türkiye ve Turan meselesi yeniden canlandırılmalı.
Akılların karıştığı , devlet kavramının ve millet kavramının tartışmaya açıldığı şu günlerde Anavatan Türkiye ve Turan meselesi yeniden canlandırılmalı.
Bir milletin ruhu; daha keskin bir şekilde yeniden buralara gelmek isteyen haçlı zihniyeti tarafından bin bir türlü oyun oynanarak elinden alınıyor.
İşte bu kısır döngüde kulaklarımıza fısıldanan ‘Türkiyelilik’ kavramını yeniden masaya yatırıyoruz.
………
Büyük Türk düşünürü Galip Erdem ‘Türk Kimdir Ve Türklük Nedir?’ isimli kitabında şu şekilde bir izahatta bulunur:
‘Vatan birliği bir millete mensubiyetin şartlarından biridir.Ama vatan yalnız maddi bir değerden, üzerinde yaşanılan kuru bir toprak parçasından ibaret değildir.
Vatan Rahmetli Dündar Taşer ağabeyimizin söylediği üzere “Milliyet ve Mukaddesatın korunduğu yerdir”.
Bu manası ile bütün dünya Türklüğünün vatanı müşterektir, Türk milliyet ve mukaddesatının korunduğu Türkiyedir.
Altaylardan gelen bir milletdaşımızın “Anavatana Kavuştum” diyerek sevinç gözyaşları dökmesi başka türlü nasıl açıklanır.’
Bu yukardaki izahat bizim yazımızdaki ilk konuyu aslında en iyi şekliyle tarifliyor.
Milliyet kavramının ve eski hatıraların muhafaza edildiği Türkiye tüm dünya Türklüğünün anavatanıdır.
Türklerin anavatanı Orta Asya dır deyip ,bizi bu coğrafyadan çıkarmaya çalışan Hıristiyan dünyası,Dünya Türklüğün de Anavatan Türkiye kavramı var olduğu sürece bu işin o kadarda kolay olmayacağının farkına varmıştır.
Kurtuluş savaşında milyonları seferber eden sebeplerden biriside Misak-i Milli sınırları dışında bir vatanın asla tezahür edilmemiş olmasıdır.Her daim İslam’ın ve Türkün son kalesi Türkiyedir.
Bu kurtlar sofrasında asırlardır direnen ,ayakta kalan ve büyük devletler kuran Türklerin bu muvaffakiyetinin sebebi de ilk günden beri Türkiye dediğimiz bu coğrafyayı anavatan bilmesinden ötürüdür.
Son yıllarda yaşadığımız sıkıntı şudur ki, Avrupa Birliğine girme ve açılım safsatasıyla mevcut siyasal sistem Türk milletinin benliğinden bu kavramı sökmekte, köksüz bir ağaç gibi insiyatifini Avrupanın siyasi hedeflerine teslim etmektedir.
Büyük Türk birliği fikren belli bir kesimde devam eden ama manen anavatınını kaybetmiş yetim bir çocuk gibi ortada kalmıştır.
Millet kavramını yeniden yapılandırmaya çalışan AKP Stalin SSCB’sinin millet olma şeklini kendine hedef biçmiş gibi.
Stalin SSCB’si Milleti şu şekilde tarifler: İktisadi bir çıkar çerçevesinde ,bir sınır dahilinde bir arada yaşayan toplumlara millet denir.
Bu ucu kör ve köksüz bir fikirdir.
Bizi bu materyalist millet tarifine hapsetmeye çalışan ,tüm desteğini mevcut kapital değerlerinden alan cemaat yapılanması ve mevcut siyasi erk Türk ün anavatan tarifini değiştiren en büyük tezgahı inşa etmekte.
İşte bu doğrultuda ‘Türkiyeli’ safsatasını ortaya atanlar ,tüm yaşam melakelerini tarihi bağlarından, kahramanlık destanlarından ve İslam davasından alan bir milletin en dibini dinamitlemekte, tabiri caiz ise mayasını bozmaktadır.
Günümüzde Eski milletlerin kurudukları devletlere bakar isek hepsi ırkları ile isimlenen devletlerdir.(Fransa Macaristan,Çin,Moğalistan,İran,İngiltere,Almanya v.s v.s)
Irk desteğini arkasına almadan kurulan ve ayakta kalan dünya üzerinde birkaç devletten bahsede biliriz ki bunların en önemlisi Amerika dır ve hepsi tarih sahnesinde çok yenidir.
Birinci cihan harbinden sonra Milletsiz Devletleri oluşturup daha kolay yönetileceği kanaatine varan sömürgeci batılı devletler çok sayıda devletçik peyda etmişlerdir.Bugün bunların çoğu sokakları bombalanan, halkı bitmez bir savaşın içinde yer alan devletlerdir.Bu devletler İrak,Kuveyt,Lübnan, Suriye, Ürdün, gibi ülkelerdir ayrıca ana vatan Türkiyeden koparılan Batı Trakya Türklerinin içine düştüğü durum da bundan pek farklı olmamıştır.Mesela Arnavutluk ve Avrupanın göbeğinde Kosova daki soykırım.
Şimdi tekrar Amerikan sistemine bakar isek oradaki durumum bizden farklı olduğunu anlarız.Tüm tarihi bağlarından ve Irksal sempatilerinden uzaklaşmış yeni dünya devleti Amerika, arkasına aldığı sermaye gücü ve vatandaşı olan kişilerin dünya üzerinde ki saygınlığına dayanarak tabiri caiz ise halkını güç ile satın almıştır.Böyle bir gücü asırlardır aynı çevrede yaşayan insanlara kabullendirmenin imkanı yoktur.Eski medeniyetler şeref ve aile bağları ile ayakta durur ki bu gibi kavramlarda kural tanımaz bir cesaret sonucu ölüme gitme arzusu bile gelişir.Tıpkı Kürşat’ın kırk adamı ile Çin sarayını basması gibi yada Çanakkale’de öleceğini bile bile bir ön sipere koşan Mehmetçikler gibi .
……..
Ama Amerika bile her ne olursa olsun ‘Türkiyeli’ gibi içi boş bir izahatı kendi topraklarında uygulamamıştır .Amerikalılar ;İtalyandır ,Ermendir Çinlidir Yahudidir yalnız hiçbiri coğrafi bir yer olan AMERİKALI DEĞİLDİR ama her biri AMERİKAN vatandaşıdır.
İşte işin sırrı buradadır bir güce mensubiyet.
Yani Amerika da bile mensubiyet devletedir, coğrafyaya ait bir mensubiyet yoktur…
Bizdeki asalakların düşünmeden ortaya attığı tez işte tüm açıklığı ile ortadır ki hatalıdır!
Birinci cihan harbinin fitnesidir bu,biz bir coğrafyada bir arada duran insan topluluğu değiliz.Örneğin Irak bölgesinde ki halk gibi bir arada duran bir millet değiliz ki biz Türkiyeli olalım!
Biz Türküz ve Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşıyız.
Coğrafi bölge mensubiyeti anavatan kavramını değiştiren, devleti çok sayıda etnik unsura bölen bir anlayıştır.
………
Ne yazık ki günümüz modern toplumları Millet kavramlarını korku, kan ve maddiyat üzerine kurmaktadır.
Bu şekilde kendisini yönlendiren yeni dünyanın süper güçleri aç kurtlar gibi saldırmakta, hiçbir maneviyatı tanımamakta, kendi kutsalları da dahil olmak üzere her türlü kavramı ayaklar altına almakta buna da Demokrasi yada Özgürlük isimlerini takmaktadır.
Bu ahir zaman fitnesinin ta kendisidir, şeytanın yeni oyuncağı ‘Daha Çok Özgürlükle’ başlayan idealler olmuştur.
AKP özgürlükten destek alırken şunu asla unutmamalı; Türk ve Türk milleti özünde,tarihinde ki tüm unsurlarından kök alan büyük bir çınardır ve İslam ile şereflenen bu millet geçen hafta ki yazımda değindiğim üzere özünde çoğunluğun karşısında doğrudan vazgeçen yani mesnetsiz demokrasiyi barındırmayan şerefli bir İmanın temsilcisidir.
Stalin dayatması olan ve Amerikan vari satın alınan bir millet asla bizim özümüz değildir Ahlaksız Millet kavramı bizden münezzehtir.
………
Özünü Türklükten, Davasını İslam’dan alan bir millete onurlu yada onursuz Avrupa ile kurulacak hiçbir birliktelik şifa değildir.
Allaha Emanet olunuz.
Dr. Hasan Sami Özvarinli
www.2023istanbul.com | |
|