"MİLLİYETÇİ TÜRKLER"
Son günlerde meydana gelen hadiselerde ve açıklanan beyanlarda ,Türk Milletine ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuranlara; bu güne kadar milli ve üniter devlet anlayışını yılmadan sürdürenlere, milletleşme projesini yürütenlere olur olmadık sözler sarfedilmektedir.
Bu nedenle Milli Mücadeleyi gerçekleştirip,devleti kuranları ve günümüze ulaşmasını sağlayanları belirlemek gerekiyor diye düşünüyorum.Çünkü birileri kimi zaman bu saydıklarımızın dedeleri tarafından gerçekleştirildiğini söyleyip sonra da tam aksini yapıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devletini Mustafa Kemal ****** önderliğinde alevisi-sünnisi ile Türk Milletinin bağrından çıkan “Milliyetçi Türkler” kurmuştur.İç ve dış düşmanların her türlü engellemesine rağmen devletimizin ve milletimizin ulaştığı bu günkü seviye Milliyetçi Türklerin eseridir.Eğer bu Milliyetçi Türkler olmasaydı ne halde olurduk ? Onu düşünmek bile insana buz kestiriyor.
Yani öyle söylenildiği ve sahiplenildiği gibi Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu;günümüz siyasal ılımlı İslamcılarının,ABD ve AB'ci cemaat ile tarikatların,etnikçilerin,bölücülerin dedelerinin gayreti ile olmamıştır.Bunlar ve bunların ataları her zorluğu gördüğünde paçaları sıvayıp kaçan cinstendir.
Milliyetçi Türkler tanımı ne bana ne de bir başkasına aittir. Bu ifade doğrudan, en büyük hazinesinin Türk Milletine mensubiyet olduğunu daima vurgulayan Mustafa Kemal ****** ile mücadele arkadaşları ve onların mücadelesini bu şekilde tanımlayan dış ve iç güçler tarafından kullanılmıştır.
Örneğin Sultan Vahideddin,Damat Ferid'i yeniden sadarete atayan 5 Nisan 1920 tarihli padişah iradesinde “Mütarekeden beri siyasi işlerimiz derece derece iyiye doğru gidiyordu.Milliyetçilik adı altında çıkarılan karışıklıklar,durumu vahim hale getirmişti” diyordu.
Yine Orhan Duru “Amerikan Gizli Belgeleriyle Türkiye'nin Kurtuluş Yılları” adlı kitabında dönemin Amerikan temsilcilerinin Mustafa Kemal ve arkadaşlarının başlattığı akıma önce bir ayaklanma gözüyle baktıklarını,sonra asilik yakıştırması yaptıklarını daha sonrada “Milliyetçiler” demeye başladıklarını belgelerle anlatıyor.
1921 yılının Ağustos ayında İstanbul'da çıkan gazetelerde “Yunan Hükümeti'nin,Müslüman halka karşı iyi niyet beslemekte olduğunu ve bunu Avrupa huzurunda ispat etmeye çalıştığı bir zamanda,bizim kendi milliyetçilerimiz,Anadolu Müslümanlarının mal ve canlarına her gün el uzatmaktadır” demek suretiyle verilen kurtuluş mücadelesinin milliyetçi kimliği bir kez daha vurgulanıyordu.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu İkinci İnönü Zaferi ertesinde İkdam'da yayınlanan bir yazısında “sekiz yüz sene evvel Sakarya Vadisi'nde Haçlılara başarıyla karşı koyan Kılıç Arslan'ın Selçukileri yani Anadolu Türklerinin yerinde bugün,İsmet Paşa'nın Osmanlıları,yani yine Anadolu Türkleri bulunuyor” diyordu.
Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran Milli Mücadeleyi ,Mustafa Kemal ******'ün önderliğinde “Milliyetçi Türkler”in yaptığı yukarıda verilen misallerdende anlaşılacağı üzere tartışmasızdır.Kurtuluş Mücadelesi bu misallerden de rahatlıkla görüldüğü gibi siyasal İslamcıların,siyasal ümmetçilerin,etnikçilerin,kürtçülerin, günümüz cemaat ve tarikatçılarının dedeleri tarafından değil Milliyetçi Türklerin dedeleri tarafından yapılmış ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur.Onun için kimse bu konuda ahkam kesmeden otursun oturduğu yere.
Peki bu “Milliyetçi Türkler” şimdi nerededir? Ne yapıyorlar? Düşünceleri nedir? Bir hesapları var mı? Yoksa buhar olup kayboldular mı?Ancak büyük bir sessizlik içinde oldukları kesin.
Bu sessizlikten bir çoğu gibi cesaret alan profesör ünvanlı bir yazar Amerikancı cemaatin gazetesinde Kemalist beyaz Türklerin halinin ne olacağını soruyor.
Aslında aklı sıra hedef saptırıp Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmayı başaran “Milliyetçi Türkler”e sarıyor.
Çünkü kendi de pekala biliyor ki;devleti kurmayı başarmış Milliyetçi Türklerle ,tanımladığı Kemalist beyaz Türklerin uzaktan yakından ilgisi yok.Ama o yine de 1923'teki hesaplaşmayı uyduruk bir tanımlamayla bu güne taşımak arzusunda
Böyle adamlar bizim memlekette çoktur...Dün vardılar,bugünde varlar yarında var olacaklar.
Bunları en iyi şekilde kendi yandaşları tarif eder.Türk'ün var olmak için ateşle imtihan olduğu günlerde İstanbul'da Rumca olarak yayınlanan Neologos gazetesinde “Ali Kemal Dostumuz” başlıklı yazıda “Bizim Türkler içinde bir tane dostumuz vardır,o da Ali Kemal Bey'dir.Hem öyle bir dost ki; “Imartu Panayiya” hepsi görülmemiş bir dost.Ne vakit Yunanlılar dayak yiyor,başlıyor ağlamaya.Ne vakit Türkler başlamış geri gitmeye,olmuş memnun.O zaman yazmış bir makale:ben demedim mi idi?Bu serseriler bu mülk ve milletin başına daha ne felaket getirecekler? Yahu utanınız şu ciğeri beş para etmez Yunanlılardan ibret alınız... Ama makale çok iyi fakat bizi biraz gücendirecek kelime yazmış.Demiş ciğeri beş para etmez.Ne ise bize dost olduğu için af ettik.Babası mum satardı.Rum mahallesinde alırdı küçük küçük bahşiş.Şimdi almaya başladı büyük büyük bahşiş,onun için bize dostluk yapıyor.Venizelos gelince ona nişan verecek.Yapalım onu vaftiz...Yapalım onu mebus...”
Evet günümüzde Sahibinin sesi olarak devleti kuran iradenin sahibi “Milliyetçi Türkler”e türlü menfaat ve düşmanlık sebebiyle saldıranların ruh halinin altında yatan neden ; Neologos gazetesinde ifade edilen bu düşüncedir.
Amerikancı,AB'ci,etnikçi cemaat ve tarikatlar bir daha öğrensinler ki;Vekayinamelerde Osmanlı İmparatorluğunun Türkmen geleneği ile kurulduğu anlatılır.Konuşulan ve yazılan dil Türkçe'dir.Ordunun komuta dili de tartışmasız Türkçedir.Bu bütün tarih boyuncada böyle olmuştur.
Şimdikilerde Türk Milleti ve devleti kuran “Milliyetçi Türkler”le her nedense(!) pek fazla uğraşılmaktadır.Tıpkı Osmanlı İmparotorluğu'nun son yıllarında olduğu gibi.
Vur abalıya misali,önüne gelen Türk Milletine ama aslında o kasdettiğimiz milliyetçi cevhere yükleniyor.Her kabahatın müsebbibi onlar.Ayrıştır,ötekileştir,yabancılaştır ondan sonra da her suçu yüzyıllardır mağdur edilen mazlum Türk Milletine yükle.
Bunun tarih boyunca devamlı surette tekerrür eden bir moda olduğunu çok iyi biliyoruz.
Ancak herkes bilmelidir ki “Milliyetçi Türkler” sabırla beklemektedir.Bu yapılanlar akıllara,hafızalara ve hepsinden ötesi ruhlara kazınmaktadır.
“Milliyetçi Türkler” bu gün sayısal çoğunluk ve nitelik itibarıyla; Milli Mücadeleyi veren atalarından kat be kat fazladır.Hiç biri Atalarının yaptıkları konusunda inkarcı değildir.Hele dedelerini içinde yeralmadıkları bir milli mücadelenin parçası yapmak gibi bir yalanın içinde hiçbir zaman olmamışlardır..Çünkü onlar günümüzde de dedelerine yakışanı yaparak yaşıyorlar.
“Milliyetçi Türkler” hiçbir zaman Artin Kemal gibi yazılarının başına neticeye bakıp “Gayemiz bir idi ve birdir” diye koymazlar.
Onun için bir kez daha vurgulamak için söylüyorum.Milli Mücadeleyi siyasal ılımlı İslamcıların ,Amerikancı,AB'ci ve etnikçi cemaat ile tarikatların,kürtçülerin değil bu günde sapa sağlam ayakta duran “Milliyetçi Türkler”in dedeleri yapmıştır.
Kılıktan kılığa giren ve rüzgara göre yönünü değiştiren günümüz Ali Kemallerinin mücadelesi ;dedelerinin bile kemiklerini sızlatmakta ve siyasal İslamcıların insanlarımızı tavlamakta sembol haline getirdikleri Allah'ın selamı, Obama'nın ağzından çıkan “Selamünaleyküm”e benzemektedir.
ÖZCAN PEHLİVANOĞLU